"Bilmiyor musun? Ne kadar korkunçtur dünyada büyüyen haykırış, içinde baş kaldırmaya başlayan haykırış. Gecenin sessizliginde haykır, sevginin sessizliğinde haykır, suskun yalnızlıkta haykır. Ve haykırışın adı alaydır. Adı: Tanrı. Adı: Yaşam. Adı: Korku. Damarlarımızdaki bütün kanımızla bu haykırışın ocağına düştük işte.
Gülüyoruz. Oysa
Adımlarınla birlikte onların öykülerini usunla kavranamayacak çabuklukla geliştirdiğinde, kendiliğinden oluşan, sana ait olmayan bu öykülerle, insanların yalnızlığını, yaşlılığını, ölümünü, mutluluk arayışını, yoksulluğunu, adımlar boyu, bulvarlar boyu öykülediğinde. Her caddenin, her evin adını tek tek okuduğumda. Cenova kenti ile ilgili ne gibi resimleri tutabildin belleğinde. Yorgunluktan Akdeniz’i bulamadığın, gri, kirli egzoz gazlarının kokuttuğu sokaklarda yürüdüğün, duvar yazılarını okuduğun ve İstanbul’u anımsadığın Cenova kenti nasıl yaşıyor şimdi içinde.
MlŞA VE LENA
Mişa benim çocukluğumun ilk yıllarından itibaren okul arkadaşım olan Lenayla evlendi. Lena, Mişayla l 970lerin sonlarında, her ikisi de üniversitedeyken dünya evine girdi. O sıralarda Mişa, daha Yabancı Diller Enstitüsünde öğrenciyken Almancadan çeviriler yapan, film seslendiren ve geleceği çok parlak görünen, çok akıllı, yetenekli
MlŞA VE LENA
Mişa benim çocukluğumun ilk yıllarından itibaren okul arkadaşım olan Lenayla evlendi. Lena, Mişayla l 970lerin sonlarında, her ikisi de üniversitedeyken dünya evine girdi. O sıralarda Mişa, daha Yabancı Diller Enstitüsünde öğrenciyken Almancadan çeviriler yapan, film seslendiren ve geleceği çok parlak görünen, çok akıllı, yetenekli