“Şayet bir kez, önünde sonunda her şeyin iyi olacağına inandıysanız, şimdi de asla hiçbir şeyin iyi olmayacağına ikna edilebilirsiniz. Ya da gelişimin kaçınılmaz olduğuna inandığınız için şimdiye dek hiçbir şey yapmadıysanız, tarihin kendini tekrarlayacağını düşünüp bundan sonra da hiçbir şey yapmamaya devam edebilirsiniz.”
Timothy D. Snyder,
Matta, Markos, Luka ve Yuhanna adlı ilk dört kitapta İsa'nın yaşamı hakkında, ona ait uzak hikayeler dışında hiçbir bilgi yer almamaktadır. Bu kitaplardan anlaşıldığı kadarıyla bir din önderi olarak sürdürdüğü faaliyetler on sekiz aylık bir süre ile kısıtlıdır; söz konusu kişiler sadece bu kısa süre içinde onunla tanışmışlardır. Bu kişiler onun on iki yaşındayken Yahudi din öğretmenleri arasında oturarak sorular sorduğunu ve onların sorularına cevaplar verdiğini anlatmaktadırlar. Bu olay İsa'yla tanışmalarından çok önce olduğundan muhtemelen bu hikayeyi ailesinden dinlemişlerdir. Sonraki on altı yıl boyunca onun hakkında hiçbir şey duyulmamıştır. Bu süre boyunca nerede yaşadığı, ne iş yaptığı hakkında bilgi yoktur. Büyük bir ihtimalle marangoz olan babasının yanında çalışmıştır. Okul eğitimi gördüğüne dair bir bilgi yoktur; muhtemelen yazmayı bilmemektedir; ailesi çok yoksul olduğundan doğumunda yatacak bir yatağı da olmamıştır.
Merhaba Değerli Okurlar,
Bir David Graeber Klasiği bitirmiş olmanın sevinci var içimde. Bu kitap okuduğum birçok kitaptan ayrı bir konumda artık benim için.
Şaşırtıcı tarih bilgilendirmeleriyle kitap adete insanı içine çekiyor ve bu kadar bilgi dolu bir kitabın , insanı zihni olarak yormayan anlatımı ise yazarın ayrı bir yeteneği olarak
Spoiler İçermez..
Bir otelde geçen bu roman da otelin içindeki herşeyi hayal edebiliyorsunuz, bu oteldeki birbirinden farklı insanların hayatlarını kısa kısa bölümlerle inceliyoruz, kitabın içinde Mutluluk romanından cemal ve abisinin ailesine de yer verilmiş genelde kadın cinayetleri, ve sınıf farklılıklarından bahsediliyor. Romanda verilen çoğu bilgi gerçek ve eski dönemlere ait çok fazla bilgi verilmekte. Kitabın sadece Zehra'nın hayatında olanlarla gitmesini elbette isterdim ama kitap zaten Konstantiniyye oteli başlığı altında ve gayet bütümlenerek toplanmış güzel bir romandı.
Aslında bakarsanız dünyada üç tür kaynak bulunur: Hammadde, enerji ve bilgi. Hammadde ve enerji tükenebilir, elinizdekiler kullanıldıkça azalacaktır. Bilgiyse aksine büyüyen bir kaynaktır, ne kadar kullanırsanız elinizdeki o kadar artar.
Birkaç bilgi vermemde fayda var diye düşünüyorum öncelikle, okumayanlar için. Eğer ki geniş, kapsamlı aile hikayelerini okumayı seviyorsanız (nesilleri kapsayan) bu kitap gerçekten size göre. Yazarın senaryoyu ele alış şeklini
Sign up
Merhabalar kitapsevenherkes ailesi bugün size infinitium _kitap_toplulugu ile birlikte okuduğumuz Albert Camus'tan Sisifos Söyleni adlı kitabı ile geldim.
1942 yılında yayımlanan Sisifos Söyleni'nde Camus, kendi bakış açısından absürt felsefeyi (absürdizm) ele alıyor. ("Söylen" kelimesinin de "mit, efsane"
alegorik bir anlatımla toplumların çöküşüne ve totaliter rejimlerin doğuşuna dair ibret verici bir hikaye sunar. Basit bir çiftlik hayvanlarının isyanı ve özgürlük mücadelesi gibi görünen öykü, insanlığın açgözlülüğü, hırsı ve güç tutkusu gibi karanlık yönlerini ustaca bir şekilde açığa çıkarır.
Orwell, hayvan karakterlerini kullanarak farklı
Şiddetin Gölgesinde eseri, değerli bir psikiyatrist tarafından kaleme alınan; şiddettin hakim olduğu ailede büyüyen ve bunun neticesinde yanlışlara sürüklenen bir kadının hikayesini anlatıyor.
İrem, mutsuz bir ailede; kadının değersiz olduğu inancı ile büyümüş bir kadın. Tüm yanlışlar arasında doğruları aramış, bulabildikleri ile yetinmişti. Bulamadığı doğrular ise başına dert olmuş, ömrünün bir yarısını yanlış kişiler ve yanlış yerlerde geçirmesine neden olmuştu. Doğru yolu bulması ise, donanımlı bir psikoterapist sayesinde olmuştu.
Bu kısa roman, altını bolca çizdiğim bir eser oldu. Eser, birçok bilgi ve öğüt barındırıyor. Yalın anlatımla dile getirilen her bir bilgi, okuyucuda bir farkındalık yaratıyor. Sonuçların hangi nedenler sonucunda ortaya çıktığı, insanın neden ailesine benzerlere bulaştığı ve insanın kendisine inanmasının ve güvenmesinin gücünü anlatan akıcı, sarsıcı ve ufuk açan bir romandı.
Dilerim ki yazarın kalemi daim, okuyucusu bol olur.
homo deus ve sapiens a oranla daha başarılı bulduğum kitap. diğer iki kitapta yazar her ne kadar gerçekçi bir takım öngörüler ve tarihi bilgiler sunsa da bunların birçoğu çok ileri tarihleri ya da geçmiş tarihleri ilgilendiren konulardı daha çok. bu kitapsa biz 21. yüzyıl insanlarını ilgilendiren konular üzerine yoğunlaştığı bir kitap olmuş.
kitap boyunca yakın tarihte yaşanan ya da yakın gelecekte yaşanabilecek olaylar ve gelişmelerin gelecek üzerindeki olası etkileri başarılı bir şekilde ele alınıyor. 21 ayrı konu başlığı altında yazar bize bu konular hakkındaki düşüncelerini paylaşıyor. özellikle bazı bölümlerde yazar gerçekten tutarlı ve akla yatkın öngörüler sunuyor. verdiği bazı bilgi ve örneklerle de birçok durum ve konu hakkında oldukça ikna edici, pekiştirici bir anlatı hakim kitapta. milliyetçilik, din gibi yakın tarihimizi ve geleceğimizi etkileyen faktörlerin geçmişi ve geleceği güzel işlenmiş. aynı zaman da yakın zamanda gelişmiş ve gelişmekte olan teknolojilerin neden olabileceği yapıcı ve yıkıcı etkiler de başarılı bir şekilde aktarılmış.
ilk iki kitabı okuduysanız mutlaka alıp okuyun derim. zaten hem ilk iki kitaba oranla 100 sayfa daha kısa hem de daha nokta atışı içeriğe sahip. ilk iki kitabı okumamış birisiyseniz de yer yer diğer kitaplara alıntılar yapılsa da kitabın genelini gayet rahat şekilde anlayacağınızı düşündüğüm için alıp okunması gereken bir kitap olacağı düşüncesindeyim.
Bir yazarın dünyasına girebilmek, onun gördüklerini tam anlamıyla görebilmek hiçbir zaman mümkün değildir. Bu gerçek, bir insanın karşısındaki kişiyi tüm çıplaklığı ile göremeyeceği kadar ortadadır. Deneyimlerimiz gösteriyor ki, şu an düşündüğümüz veya hissettiğimiz bir duruma yıllar sonra aynı gözle bakmak mümkün olmayacaktır çünkü o durumu
1. Öğrenmek istediğiniz şeyler ile bildiğiniz şeyler arasında manalı olacak bağlantılar kurma üzerinde düşünün. Kurabildiğiniz kadar çok manalı bağlantılar kurun.
2. Ne öğrenmek istediğinizden iyice emin olun. Eğer iyice anlamadan örneğin bir formül veya yabancı dilde bir deyim ezberlemeye çalışıyorsanız kısa zamanda unutursunuz. Unutmak istemediğiniz şeyleri, onları hiç bilmeyen birine anlatıyormuş gibi kendinize anlatın.
3. Düşüncelerinizi organize edin. Karmaşık konuların önce anahatlarını çıkarın ama anahatların olabildiğince mantıklı olmasına özen gösterin.
4. Önce öğrenmek istediğiniz şeyi özetleyin, daha sonra detaylara girerek konu hakkında derinlemesine bilgi edinin.
5. Hiçbir zaman sınavdan bir gün öncesine kadar bekleyip o gece sabahlayarak öğrenmeye çalışmayın. Öğrenirken de acele etmeyin.
Öğrenmek istediklerinizi bir oturuşta değil aralıklarla çalışarak öğrenin ve öğrendiklerinizi tekrar edin.
Merhaba arkadaşlar. Nasılsınız? Yazarı uzun yıllardır okuyamıyordum ve kendisini okumak da pek mümkün değil çünkü baskılarını bulmak da elektronik ortamdan tedarik etmek de mümkün değil. Her geçen gün kalan eserlerini bulmak zorlaşıyor. Bulduklarımızı da değerlendiriyoruz tabi. Yine bu eserinde de büyük bir beklenti içindeydim ki nasıl olmayayım?
Bilimin en güzel yanı, bir konu hakkında yeterli fikir sahibi olmadıklarında, her türlü teoriyi ve durumu deneyip sonunda biliminsanlarını bilgi eksikliklerini itiraf etmek zorunda bırakmasıdır.