Spoiler içerir !
Tatlı Perşembe.. Tatlı kitap.. Uzun zamandır kitabın sonu hoş biten ya da bende tatlı bir his bırakan kitap bitirmemiştim. John stainbeck, tarafımca seviliyorsunuz... Eserlerinizin bende apayrı yeri var diyerek kitabımıza geçelim.
Rastgele okumaya başlamamla ve daha sonrasında öğrendiğim bilgiyle kitap üçlemeden oluşuyormuş ve bu en sonuncusuymuş. Anlam bütünlüğü kurmakta zorlanır mıyım tamamen bir üçleme mi henüz bunu biliyor değilim ancak yine de bağımsız olarak da beni tatmin etti.
Eserde olay Dünya Savaşı sonrasında , Sardalye Sokağı'nda geçmekte. Bi kaç isim ve çevresinde gelişen olaylardan mevcut ve arada olmazsa olmaz bir de aşk var. Karakterlerimizden Doc bir bilim insanıdır ve kararlılıkla bir makale yazmakla uğraşır. Ve Doç yalnızın da yalnızıdır.. ( İç sesi : Yalnızsın, Yalnız ! )Doc Sardalye Sokağı için önemli bir konumdadır ve dostları onun bu yalnızlığına son verme ve iyileştirme çabasına girerler. Fauna, Hazel, Mack.. Ve diğer başrolümüz Suzy .. Suzy hayat şartlarından dolayı kerhaneye düşer , yani Fauna'nın kanatlarına. Fauna evlendirdiği her kız için duvarına yıldızlar asar.( Burası beni etkilemişti.) Suzy ve Doc birbirlerine yakınlaştırılır . Ancak Suzy kendini Doc'a ait hissetmez ve tek başına hayat sürmek ister, başarır da. Sonrasında onsuz yaşamayağını anlayan Doc Suzy ile tekrar bir araya gelir .
Ağır metrajlı bir film tadında ilerleyen eser heyecansız ama bağlayıcı nitelikte. Karakterleri tanıyıp belli bir profil çizdikten sonra tabiri caizse çorap söküğü gibi ilerleyen bir eserdi. Okuyucularına şimdiden keyifli okumalar :)
Tatlı PerşembeJohn Steinbeck · Sel Yayıncılık · 20211,438 okunma
Sırça Fanus kitabı; Esther Greenwood adlı, okulunda başarılı ve tertipli bir genç kızın başına gelenler, arkadaşlık ve aşk ilişkileri, iş hayatına tutunma çabası ve yaşadığı psikolojik travmalar üzerine odaklanıyor. Esther, her ne kadar başarılı ve yıldızı parlayan bir öğrenci olsa da, içinde her zaman bir farklı olma isteği var. Kaldığı oteldeki
Sürükleyici bir film izler gibi sürekli okumak istiyor insan .
Konusu güzel, benim gibi gerçekdışı hikaye ve filmleri sevmeyen birini bile içine alan bir kitap.
Matematiğe olan hayranlığımı daha da artırdı.
İnsan olmanın en büyük zorluğu olan duygular güzel anlatılmış.
“Küçücüktü onun dünyası. Sınırları, kaldığı inin duvarlarıydı. Dışarıdaki geniş dünya hakkında hiçbir bilgisi olmadığından, içinde bulunduğu sınırların darlığından asla şikâyet etmedi.”
Ben hikâyeyi çok beğendim. Hikâyede her şey vardı . Betimlemeler inanılmazdı. Hikâyeyi okurken sürekli yapma bu kadarını yapma diyesim geldi.. Çünkü yaptığı
1. #thezoneofinterest filmini izlemeden konusunu biliyordum ama yinede filmin başlarında gayet sıradan bir ailenin nehir kenarında yüzüp eğlendiği, piknik yaptığı eve döndüklerinde büyük geniş havuzlu bahçesinde oturup suya girerek çocuklarıyla şakalaştığı Rudolf Höss ve ailesinin sıradan yaşantısını izlemeye koyuldum. Fakat aile ve yaşantısı
İzlediği her film ve okuduğu her kitap sayesinde içindeki açlığın ne kadar derin olduğunu hissetmişti. Sanki buzul çağında donmuş ve günümüzde çözülmüş ilkel bir insan gibi kaçırdığı her şeyi görmek ve hissetmek istiyordu.
Lanetli ~ #KitapYorumu
"Herkese istediğini yaptırabileceği bir kelimenin varlığına nasıl inanabilirdi ki?"
Kitapta 20 yazardan, bilinen / bilinmeyen 20 tane kısa kısa hikayelerin daha farklı daha karanlık daha ürkütücü şekilde derlemelerini okuyoruz.. Ve okurken yeni canavarlarla, mitlerle, büyülerle, perilerle karşılaşıyoruz.
Her hikayenin kısa, ürkütücü ve karanlık olması benim çok hoşuma gitti. Başta okumakta zorluk çektim (tamamen benimle alakalı bu ara kitap okuyamıyorum) ama sonra okudukça ne ara başlayıp bitirdiğimi anlamadım bile. Bir tane daha okuyayım diye diye kitabı bitirdim. Çoğu yazarla ilk defa bu kitap sayesinde tanıştım ve dillerini, yazım şekillerini çok sevdim.
Ben zaten hikaye okumayı çok severim. Burada da aslında bildiğim hikayeleri çok daha karanlık bir şekilde tekrar okumuş gibi oldum... Bazıları gerçekten aşırı ürkütücü, rahatsız ediciydi ama çok hoşuma gittiler
Özellikle favorim olanlar...
Kan Kadar Kırmızı, Pamuk Kadar Beyaz "Christina Henry" (Pamuk Prenses den ilham alınmış, bayıldımm)
Dinle "Jen Williams" (Baştan sona çok ilgimi çekti)
Faith & Fred "Maura McHugh" (Kısa bir film sahnesi gibiydi o yüzden çok hoşuma gitti)
Deri "James Brogden" (Okurken içim kötü oldu ama aşırı sevdim)
Wendy Darling "Christopher Golden" (Peter Pan'dan ilham alınmıştı, çook sevdim)
Sevilmeyen "Christopher Fowler"
Peri Kurt Adam vs Vampir Zombi "Charlie Jane Anders" ( Buna da bayıldımm)
Sizde ürkütücü, karanlık havaya sahip hikayeleri okumayı seviyorsanız bu kitaba göz atabilirsiniz.
☆ 8/10
#Okudum
#KitapYorum
#DiyarınKıyametiFilinGazabı
#OktayVolkanAlkaya
#KanonYayınları
#TarihiRoman
#388Sayfa
#Kitabaaşıkokumayasevdalı
Merhaba arkadaşlar,
Bugün sizlere Kanon Yayınları'ndan çıkan, Oktay Volkan Alkaya'ya ait "DİYARIN KIYAMETİ FİLİN GAZABI" isimli tarihi romanla geldim. Yazarımızın yayınlanmış dört romanı daha
Mustafa Yurttutar | The Secret Of Constantinapolis | Sır İstanbul
Herkese merhabaa
Sizlere harika bir tarihi kurgu ile geldim! Tarih, macera, gizem, aşk ve gerçekler…
“Niçin ağlıyorsun?” diye sordum.
“İnsanların , insanlara yaptıklarına.” dedi.
Roma döneminde yaşamış bir köle Priklitios, Osmanlı döneminde yaşamış bir köle tüccarı Deli Hacı
Siyahın Kelebeği
Çağla Fulya
Herkese merhaba, bugün yazarin kalemiyle tanisma kitabım olan #siyahinkelebegi ile karşınızdayım. Kitap öyle bir zaman da elime ulaştı ki resmen ilaç gibi geldi. Canım hiç bir şey okumak istemezken elime alıp bir kaç sayfa diye başladığım kitabımı bitirmeden bırakamadım. Film izlermiscesine beni içine çekti. Hem aşka doyduğum, hem hüzünlendiğim sahneleriyle guzel bir okuma oldu.
Güzel seven erkek karakter okumaya bayılıyorum. Bu kurguda da Tolga karakteri aşkın güzelliğini o kadar güzel yaşattı ki sadece Meyra değil, okurken ben de eridim bittim
#siyahinkelebegikonu
Meyra ve Tolga aşkı birbirinde bulmuş, nişanlı bir çifttir. Meyra aile sevgisi olmadan büyümüş nahif kırılgan bir kadındır. Tolga ile aile sıcaklığını keşfetmiş bütün hayatı, Tolga olmustur. Tolga ise eski bir polistir. Kiz kardesinin intihariyla girdiği bunalimda karsisina Meyra'nın çıkmasi tekrar hayata dönmesine sebep olmuş. Kendi isini kurmus ve sevdigi kadinla evlilik hayalleri kurmaya baslamistir. İkisinin de geçmişten gelen yaralari birbirlerine olan asklariyla sarılıp sarmalanmis bir bütün olmuşlardır. Onlar için ayrılık diye birsey söz konusu bile değilken, geçirilen bir trafik kazasıyla tüm dengeleri alt üst olur. Ağır yaralanan Meyra uyandığı zaman son iki yılı yoktur. Ve Tolga onun için sadece bir yabancıdır.
Tolga sevdiği kadını kaybetmenin acısını derinden hissederken, Meyra kaçmaya çalıştığı bu adama karşı müthiş bir çekim hisseder. Anılarını geri kazanmak için farklı kararlar alan Meyra, Tolga'yı deli etsede Siyah adamın kolay kolay kelebeginden vazgecmeye niyeti yoktur.
Türü sevenlere kesinlikle tavsiye ederim.️
Merhaba arkadaşlar. Hepimize günaydınlar. Musmutlu bir gün olsun! Paul Cleave’nin Theodore Tate serisine yine ne yazık ki ilk kitabı bulamadığımızdan ötürü farklı bir kitapla devam ediyoruz. Yazar, alanında çok fazla yazara sahip olduğu için bu alanda her kitabı istenilen şekilde bulmak da haliyle kolay olmuyor ve bir kitaba ulaşamamanın sıkıntısı
Sizi bilmiyorum ama ben, televizyonda bir haber, dizi ya da film, youtubeda ya da sosyal medyada bir video izlerken bir reklâm çıktığında hemen kanalı değiştiriyorum. Bir bakıyorum diğer kanalda da aynı reklâm var. Doğrusu günümüzde teknolojinin baş döndürücü bir hızla gelişmesiyle ne yaparsak yapalım reklâmlardan kaçışımız imkânsız gibi
Austin den okuduğum ikinci kitap. O nedenle tarzına alışmaya başladığımı ve bu kitabını daha rahat okuduğumu söyleyebilirim. Yabancı romanlarda ortak sorunumuz olan fazla yabancı isimler durumu kafamızı karıştırıyor gibi dursa da bu kitapta genel olarak olay örgüsünü anlayabiliyoruz. Kitabın kapağında belirtildigi gibi okumak bana eğlenceli ve