Her Duygu yanıltıcı olabilir derler; mesela göz yanıltıcıdır ama dokunduğunuz zaman, tanımadığınız, yeni tanıştığınız biriyle tokalaşıp musafaha ettiğiniz zaman güven hasıl olur. Yani suyun içine bir kurşun kalem sokarsınız kırık görünür, göz yanıltır sizi ,elinizle doğru olduğunu anlarsınız. Koku ve dokunma yanıltmaz pek, pek yanıltmaz. Dokunduğunuz şey sizin de; yani ekranda okuduğunuz şeyle fazla özdeşleşemezsiniz moda deyişle, o size mal olmaz pek, aranızda bir mesafe vardır, bir sevimsizlik vardır. Ama kitapla dostluk kurarsınız, kokusu size siner, o kitap elinize aldığınızda eski bir dostunuzla karşılaşmış gibi olursunuz.
Zafer kazanmak barut kokusu almayanlara herhalde çok kolay geliyordur.
Sayfa 231 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Pipo Otları Hakkında
"Sonuç olarak güneye kendi başıma yaptığım yolculuklar sonucu yaptığım gözlemler, otun kendisinin dünyanın bize ait olan bölümüne has olmadığı, aşağı Anduin'den kuzeye geldiği ve buraya da ilk olarak Batıil insanları tarafından Deniz üzerinden getirilmiş olduğu konusunda beni ikna etmeye yetti. Bu ot Gondor'da bol bol yetişmektedir; ot burada, hiçbir zaman yabani halde bulunmadığı ve sadece Uzundip gibi ılık ve korunaklı yerlerde yetişebildiği Kuzey'dekinden daha gür ve daha büyükür. Gondor'lu tnsanlar ota tatlı galenas adını takmıştır ve çiçeğinin kokusu için ota kıymet verirler. O topraklardan, Elendi!' in gelişi ile günümüze kadar geçen uzun yüzyıllar boyunca Yeşil Yol üzerinden taşınmış olmalıdır. Fakat Gondor'lu Dünedain dahi bizi bu konuda takdir eder: Otu pipoya ilk koyanlar hobbitler olmuştur. Büyücüler bile bunu bizden önce akıl edememiştir. Gerçi benim tanıdığım bir büyücü bu sanatı ele alarak, aklını koyduğu bütün diğer konularda olduğu gibi bu işte de tam bir usta olmuş bulunmaktadır."
" Unutma talip. Bu dünyada gül kokusu da hoştur, kekik kokusu da. Biri acı kokar, diğeriyse etrafında tatlı ve huzur veren kokular yayar. İkisine bir noktada birleşir: Amaçları güzellikten haber vermektir....
Olimpos
Seviyoruz bunu(:
~~~ Matbaadan çıkan yeni hamuru koklamak, göğsüne bastırmak, biraz soğuyunca tekrar koklamak, her kerede farklı bir haz almak. O zevki düpedüz yaşamak. Sebebini bilmeden o hazza müptela olmak... ~~~
Rast gitti mi her işin benden sonra? Düzdün mü türlü eksiğinle gediğini? Rüzgâra tuttun mu bir vakitler bana çözdüğün gömleğini? Tenin kokusu, ekmeğin buğusu nedir bildin mi? Ayrılık insana neler eder, sordun mu hiç? Günlerle geceleri bir pervane gibi önüne kattın mı? Kam aldın mı dünyadan? Bir cevap uğruna elli yıl yaşadın mı hiç? Ben yaşadım. İki kelime için katlandım bu dünyaya ben.
Sayfa 196 - EVEREST YAYINLARIKitabı okuyor
Reklam
İnsanlığın Tanımı
Ben,her insanın ayrı bir kokusu olduğuna inanırım:Biz bunu anlamıyoruz, çünkü kokular birbirine karışıyor, hangisinin senin , hangisinin benim olduğunu bilemiyoruz;yalnız havanın pis bir koku yaydığını anlıyor; buna da insanlık adını veriyoruz.
Sayfa 175 - Can YayınlarıKitabı okudu
Her şeyin bir abajurun mavilikleriyle gizlenmiş gibi göründüğü son derece sade bir kütüphane. Camların arkasından Proust ve tüm Pléiade'ın kokusu geliyordu. Bol bol kitap okunan, pipo tüttürülen ve bilgece sözlerin dinlendiği bir parça hayalci, her daim boş İngiliz koltukları vardı. Kitapların yerini duvara bıraktığı alanda yumuşak ellerin tuttuğu iki dingin beyaz mask duruyordu. Epey eski bir masanın üstünde bir buket çiçek, yüzünün daha hoş görünen tarafını halka sunan yaşlı bir soytarı gibi okyanuslarını gösteren bir yerküre bulunuyordu
Sayfa 63
Tam bu sırada yağmur yağmaya başlamıştı. Tiye'nin burnuna toprak kokusu geliyordu. Her şehrin kendini has olan o kokusuyla, göklerin yeryüzüne ait olmayan kokusu birbirine karışıyordu. Gök yeri kabul etmiyor, yer ise gökten şikayetçi oluyordu. İşte yağmur kokusu bu iki savaştan meydana geliyordu. Yağmur kokusu savaşın kokusuydu. Belki de insanlığın yağmur kokusunu sevmesinin sebebi savaşı olan açlığındandı.
Sayfa 95 - Dorlion YayınlarıKitabı okudu
Yağmur kokusu
Her şehrin kendine has olan o kokusuyla, göklerin yeryüzüne ait olmayan kokusu birbirine karışıyordu. Gök yeri kabul etmiyor, yer ise gökten şikâyetçi oluyordu. İşte yağmur kokusu bu iki savaştan meydana geliyordu. Yağmur kokusu savaşın kokusuydu. Belki de insanın yağmur kokusunu sevmesinin sebebi savaşa olan açlığındandı.
Sayfa 95 - Dorlion Yayınları
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.