332 syf.
4/10 puan verdi
Kitabı İngilizce aslından okudum. Çevirisi hakkında bir yorum yapamayacağım ama yazarın yazım şekli biraz basit geldi bana. Yarattığı dünyanın içine çekemedi beni maalesef belki kendi dilimde okumadığım için hayal etmesi zor olmuştur benim için. Tüm etkenleri çıkardığımda bile basit bir dili vardı. Bana lise yıllarımda okuduğum distopik kurguları anımsattı. Konu olarak özgün gelmedi. Belki daha iyi betimlense daha ilgi çekici olurdu konusu. Basit olsa da akıcı bir şekilde yazılmış kitap artısı oydu. Konusu da şöyle: Ana kızımızın başında bir illet var ki dokunduğu kişilerin enerjilerini sömürüp onları öldürebiliyor. Bir gün bu gücü başına bir bela açıyor ve ailesi bu kızı bir kuruma teslim ediyorlar. Son bir yılını da bir hücrenin içinde kimseyle konuşmadan görüşmeden yalnız başına geçiriyor. Ta ki bir gün kendi hücresine bir arkadaş daha geliyor. Bu kızımız içeride hapsolmuşken o sırada da dünyanın sonu geliyor. Dünyanın sonunu getiren şeylerle baş etmek için de The Reestablishment diye bir kuruluş yönetime geçiyor. Ve bir gün bu kızın bir tehdit değil silah olabileceğini düşünüyorlar. Olaylar bu çerçevede işliyor.
Bana Dokunma
Bana DokunmaTahereh Mafi · DEX Yayınları · 20181,373 okunma
Ey vatanı İslâmı yaşatmak isteyen hür ve münevver fikirliler, haydi silah başına!... Hakikat ve marifetin en keskin kılıcı olan kalemlere sarılınız!
Reklam
1136 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
Nutuk, Türk milletinin istiklal davasını anlatan çok önemli bir eser. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ve dolayısıyla ilk cumhurbaşkanımız, ulu önderimiz olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından yazılan bu eseri ben daha öncesinde İş Bankası Yayınları’ndan okumuştum ancak en iyi nutuk baskısının Kaynak Yayınları baskısı olduğunu öğrenince Kaynak Yayınlarından almak istedim. Fiyatı inanılmaz uçuk olsa da herkese bu yayınevinden okumasını tavsiye ederim. Mustafa Kemal Atatürk, Kurtuluş Savaşı’mıza giden yolları, TBMM’nin kuruluşunu, Cumhuriyet’in ilanını, ve hatta Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nın kuruluşuna kadar bütün olayları anlatmış. Keza o dönemdeki önemli figürler de bolca bulunmakta İsmet İnönü, Kazım Karabekir, Ali Fuat Paşa, Rauf Bey gibi. Bu sayede meclisteki vekilleri, Atatürk’ün silah arkadaşlarını daha yakından tanıyoruz. Bana kalırsa, her vatandaşın okuması gerekiyor Nutuk’u. Mustafa Kemal Atatürk’ü bir kesim başka anlatır, bir kesim başka ama bence onu en iyi anlamanın yolu onun şahsi fikirlerinin bulunduğu, devrimini nasıl yaptığını anlattığı kitap olan Nutuk’u okumaktan geçer. Cumhuriyetimizin yüzüncü yılında tekrar okumak çok anlamlı oldu.
Nutuk
NutukMustafa Kemal Atatürk · Kaynak Yayınları · 201527.6k okunma
372 syf.
9/10 puan verdi
·
Read in 6 days
Gül dünya!
Kitapta o kadar kahredici şeyler okudum ki, yaşamış olanları düşünemiyorum bile. Her olay başlı başına trajedi lakin beni etkileyen, kalbimden bir şeylerin kopup gitmesine sebep olan o olay 'Güldünya Tören' hikayesi beni o kadar çok etkiledi ki okumamış veya bilmeyenler için paylaşacağım. Bu kitap okunmalı ve
Kardeşini Doğurmak
Kardeşini DoğurmakBüşra Sanay · Doğan Kitap · 20185.7k okunma
DİN DEVLETİNE KARŞI ULUS DEVLETİ
Bu noktada, Niyazi Berkes'in belirttiği gibi, "din devleti görüşüne karşı, ulus devleti görüşünün zaferi, çağdaşlaşma yolunda belli bir doğrultuda birbiri arkasından gelecek bir dizi reformun kapısını açmış oluyordu." Saltanat-hilafet sisteminin çözümünden sonra, ötekilerin çözüm yolları kendiliğinden açılmıştır. Bu değişimlerin
"Sen adil oynamadın, dudaklarının arasından çıkan kelimeyi silah olarak kullandın ve beni kalbimden vurdun."
Reklam
304 syf.
·
Not rated
Ben hiç beğenmedim yaa. Normalde eli silah tutan adamların aşk hikayesini okumayı severim, böyle karakterlerin yavaş yavaş birbirine alışması olsun, klişe zoraki evlilik hikayeleri olsun çok severim ama iyi yazılmışsa ki çok acemiyceydi bu kitap. Hiçbir duyguyu geçiremedi bana zaten hiçbir duygu yazılmamış çok havadaydı her şey ve bu durum rahatsızlık vericiydi. Dedim yazarın ilk kitabı sanırım bi baktım buraya bir sürü kitap yazmış yine de bu kadar kitabın arasında gerçekten yazarın yazdığı ilk kitaptır belki bu. Yazım dili kötü artı çok rahatsız edici durumlar da vardı. Karakterlerin yaşı çok küçüktü, esas kızın kardeşleri, erkek karakter rahatsız ediciydi. O düğün öncesi geline bazı bilgiler vermeye gelen kadınların saçmalamaları neydi öyle. Çok fazla saçma sahneler vardı kitabın genelinde. Serinin devamında yazarın daha iyi yazdığı söyleniyor. Yayınlandığında devam ederim belki yorumlara göre. İlla okuyacağım diyorsanız kötü yazılmış bir mafya kitabı okuyacağımız bilerek başlayın okumaya.
Onur
OnurCora Reilly · Nemesis Kitap · 2024243 okunma
Önsöz-Hobbit
3-Hiçbir zaman, hobbitlerin hiçbir ırkı savacı olmamıştır ve kendi aralarında hiç savaşmamışlardır. Eski zamanlarda, elbette, zorlu bir dünyada hayatta kalabilmek için savaşmak zorunda kalmışlardı; fakat Bilbo'nun zamanında bu kadim bir tarih olmuştu. Bu öykü başlamadan önce son ve aslında Shire sınırlan içinde yaşanmış olan tek savaş da artık hatıralardan silinmişti: Bu, S.H. 1147'de yaşanan, Bandobras Took'un ork istilasını bozguna uğrattığı Yeşiltarlalar Savaşı'dır. iklim bile daha ılımlı olmuş, o bembeyaz kış aylarında Kuzey sınırlannda dolanan kurtlar sadece dedelerin masallarında kalmıştı. Yani, Shire'da hala bir miktar silah stoku olmasına rağmen bunlar daha çok yadigar olarak kullanıyor, ocakların üzerine, duvarlara asılıyor ya da Ulığ Kazın'daki müzede toplanıyordu. Müzeye Belek Evi deniyordu; çünkü hobbitlerin artık kullanımı olmayan fakat atmaya kıyamadıkları şeylere hep belek ismi verilirdi. Evleri beleklerle dolup taşmaya pek elverişliydi ve elden ele dolaşan hediyelerin çoğu da bu cinstendi.
180 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
Kitaptan alıntı: İnsan, özgürlüğü için büyük bedeller ödemeye de sonuna kadar direnmeye de muktedirdir aslında. Komutanım, insanın karşısına hayatında vatanına böyle bir hizmette bulunma şansı bir kere cıkar. Ne kadar büyük bir tehlike olduğu önemli deği. Harpte bazen yapılacak en iyi şey bir an önce harekete geçmekti. Durup düşünmenin insana çok
Rüsumat
RüsumatMehmet Uluğtürkan · İnkılap Yayınevi · 202353 okunma
152 syf.
5/10 puan verdi
Buğu
Merhabalar kitap severler. Bugün #buğu -#cansertaçsaatçıoğlu kitabını okudum. Sahilde balık tutan bir adam bir sabah erken saatlerde bir ceset buluyor. Başkomiser Zeki ve ekibi hem cesetin kim olduğunu bulmaya çalışıyorlar hem de katili arıyorlar. Komiser Zeki biraz obsesif biri. Türk dilinin doğru kullanılmasına takıntılı. Cilt bakımı ve giyim kuşam yönünden de çok dikkatli. Ben onun kadar şık ve bakımlı bir başkomiser görmedim doğrusu. Kahve çok seviyor yardımcısı Kerem’in çay sevmesine tezat olarak. Kerem evlenmek üzere. Amirini nikahta görmeyi çok istiyor ama Zeki başkomiser yeminli gitmem diyor başka bir şey demiyor. Zeki Başkomiserin ailesi dağılmış. Karısından ayrılmış, kızını bir kazada kaybetmiş. Kızıyla ikiz oğlu var. Ondan da kopmuş. Hatta torununu bile görmemiş hayatında uzun seneler. Klasik müzik ve rakı seviyor, yanında zeytinyağ gezdirilmiş peynir. Araştırmalar sonucunda ölen şahsın bir ressam olduğu ortaya çıkıyor. Ressamı kim öldürdü? Resimleri de bir garip adamın. Çıplak bir sırt, sırta doğrulmuş bir silah ve değişen atmosferler. Bizi katile resimler mi götürecek? Yoksa Zeki Başkomiserin keskin zekası mı? Ben normalde polisiye kitapları çok severim ama bu hikaye biraz kopuk kopuk geldi bana. Belki yazarımızın okuduğum ilk kitabı olduğundan, tarzını çözememiş de olabilirim. Yine de şans verilebilir bir kitap.
Buğu
Buğu
Can Sertaç Saatçioğlu
Can Sertaç Saatçioğlu
Buğu
BuğuCan Sertaç Saatçioğlu · Oğlak Yayınları · 20241 okunma
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.