You can find 1956 Macar İhtilali ve Türkiye books, 1956 Macar İhtilali ve Türkiye quotes and quotes, 1956 Macar İhtilali ve Türkiye authors, 1956 Macar İhtilali ve Türkiye reviews and reviews on 1000Kitap.
Macaristan eskiden Sovyetler'e bağlı ve Varşova Paktı'na üyeydi. Macarlar başkanları Imre Nagy liderliğinde Varşova Paktı'ndan ayrılıp liberizasyon politikalarına yöneldi ve Sovyetler'e rest çekti. Bunun üzerine Sovyetler Macaristan'ı işgal etti. Macar halkı Sovyet tanklarına karşı dirense de Macar hükümeti düştü ve Imre Nagy idam edildi. Batı dünyası Sovyet işgali karşısında hiçbir şey yapamamıştı ve Sovyetler dağılana kadar Macaristan Sovyet Ruslar tarafından yönetildi. Bugün Ukrayna lideri Zelenski'nin Rusya karşısındaki durumu da Macar lider Imre Nagy'e benziyor. Bugün dünya Rusların Ukrayna işgali karşısında hiçbir şey yapamıyor; aynı 1956'daki Macaristan işgalinde olduğu gibi.
Kitap ise Macarların Ruslara karşı olan mücadelesinden bahsediyor. Yeri gelmişken Türk dostu Macar devrimcisi Lajos Kossuth'u saygıyla anıyorum. Kendisi Kütahya'da iki sene yaşamıştır ve kaldığı ev müze olarak sergilenmektedir. Eğer yolunuz Kütahya'ya düşerse Lajos Kossuth'un kaldığı evi mutlaka ziyaret ediniz derim. Kaldığı ev Kütahya'da Macar Evi olarak bilinir.
Kalabalık Sandor Petofi'nin "yemin ediyoruz, yemin ediyoruz, artık köle olmayacağız" dizelerini hep bir ağızdan okuyor, meydanları dolduran halk "Rus askerleri defolsunlar" diye bağırıyordu.
Macar Dışişleri Bakanı Andre Puky de Atatürk'ün Türkiye'de yaptığı büyük inkılabı takdir hisleri ile izlediğini bildirmiştir. Ankara'yı ziyareti sırasında Atatürk'ün kendisine "Türk" demesinden ötürü daima iftihar duyduğunu söyleyen ve "benim kafam Türk'tür" diyen Başbakan Gömbös'un konuşmalarında da Atatürk'e ve yaptığı devrimlere duyulan hayranlık açıkça hissedilmektedir. Birçok kez Türkiye'ye gelen Macar Turancılarından Peter Moricz, yeni Türkiye için: "Dünya tarihinin böylesine büyük bir yenilenmeye daha tanık olmadığını" söylemektedir.
Kossuth yine Osmanlı topraklarından ayrılıp, İngiltere'ye gittiği zaman orada yaptığı konuşmada yaşamını güvenceye alan ve kendisine düşmana teslim etmeyen Türkleri övmüştür:
"...Türkiye'nin bugün ve gelecekte varolması Avrupa ve insanlık aleminin yararınadır. Ben Türkiye'den gördüğüm lütuf ve saygının hatıralarıyla yaşayacağım."
Lajos Kossuth da Türkiye ve Türkler hakkındaki izlenimlerini Kütahya'da sürgün yaşamında iken Türklerin koşullarını temelden inceleyerek şöyle belirlemiştir:
"Türkiye İslam'ın dini kelepçesinden kurtulursa yeniden doğmuş olacaktır."