Birden elim tabancama gitti.
Koltuk altımdaki kılıfı yokladım.
Yerli yerinde duruyordu. Onun sıcaklığını duymak ferahlık vermekteydi bana.
-" Ne sanıyorsun yani?..
Tepemize inerlerse, kapana kıstırıverirler bizi.. O kalabalığın üstüne ateş etmekten daha büyük enayilik de olmaz..."
Bunları söylerken yan yana sıralanmış üç valizin bulunduğu tarafa baktım.
Görünüşlerinde hiçbir fevkaladelik olmayan, alelade seyahat çanatalarıydı.
Kimse içindekilerden, en ufak bir şekilde şüphelenmezdi.
(Arka Kapak)