Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

40 Derste Ehl-i Beyt İnançları

Asgar Kaimi 

40 Derste Ehl-i Beyt İnançları Gönderileri

40 Derste Ehl-i Beyt İnançları kitaplarını, 40 Derste Ehl-i Beyt İnançları sözleri ve alıntılarını, 40 Derste Ehl-i Beyt İnançları yazarlarını, 40 Derste Ehl-i Beyt İnançları yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Sonuç olarak Âlim ve Hekîm yaratıcıya inanmak, ölümden sonraki hayata inanmakla eşanlamlıdır. Yani tevhide inanan kimse, mutlaka kıyamete de inanacaktır.
Sayfa 216Kitabı okudu
Hatemiyyetin Felsefesi
İslâm dini insanoğlunun fıtratıyla uyumlu bir dindir; fıtrat ise asla değişmez: Fıtrata uygun olan hanif dinde kal. Yüce Allah insanları o fıtrat üzere yaratmıştır, onda hiçbir değişme yoktur. Adalet, doğruluk, fedakârlık, sevgi ve iyi ahlâk, her zaman için iyi ve beğenilir erdemlerdir. Haksızlık, yalan, haksız ayrımcılık ve kötü ahlâk, her zaman için kötü ve kınanılır olgulardır ve böyle de kalacaktır. Evet, İslâm dini kapsamlı ve fıtrî bir dindir, bütün zaman, mekân ve şartlarda insanoğlunun bütün sorunlarına çözüm sunabilen bir dindir.
Sayfa 147Kitabı okudu
Reklam
Yüce Allah, bir kulunun iyi niyet ve hayırlı tercihini bildiğinde ismet vasıtasıyla onu korumaktadır.
Sayfa 124Kitabı okudu
Yani insanî bir görüngü ve davranışta iki irade etkili olmaktadır: Yüce Allah'ın ve insanın iradesi. Bu iki irade olmadıkça herhangi bir fiil de vuku bulmamaktadır. Bu arada bu iki iradenin yekdiğerinin enleminde cereyan etmediğini de belirtelim; yani iki ayrı nedenin aynı sonuç üzerindeki bağımsız etkisi söz konusu değildir. Burada, söz konusu iki iradenin birbirinin boylamında ve doğrultusunda olmasıdır. Yani her varlığın varlığı, her güçlünün gücü nasıl yüce Allah'ın varlığı ve gücü sayesinde var ve mümkün ise; yine her âlimin ilmi nasıl yüce Allah'ın ilmi sayesinde var ise; irade sahibi her bağımsız varlığın irade ve bağımsızlığı da yine yüce Allah'ın iradesi sayesinde mümkün olmakta ve varlığını sürdürmektedir.
Allah'ı tanıma ve tanrıbilim özel bir önem ve yücelik taşır, zira muvahhid insanın itikadî meselelerinin esasını ve kökünü, düşünce ve dünya görüşünün merkez çekirdeğini onun Allah'ı tanıması oluşturur.