Abdülkadir Geylani ve Bediüzzaman Said Nursi
Abdulkadir ErtaşSözler ve Alıntılar
İŞARÂTU'L-İ'CAZ TEFSİRİ 1.CİLT/1914
...Bedîüzzamân, rüyasında aldığı "İ'caz-ı Kur'ân'ı beyan et" emri üzerine hiç görülmemiş bir şekilde bir taraftan cephede savaşırken, bir tarafta da İşârâtu'l-İcaz tefsirini yazıyordu.Bu tefsiri kimi zaman at sırtında, kimi zaman düşmanın top gülleleri arasında, yanında müracaat edeceği HERHANGİ BİR KAYNAK OLMAKSIZIN ARAPÇA olarak yazmıştır. Ona göre bu eser, kendisinin HER AN ŞEHÎD OLMAYA HAZIR bir hal-i rûhanîde bulunması sebebiyle halis bir niyetle yazılmıştır.
Sayfa 55 - SÜEDAKitabı okudu
Kur'an (Hayatının Dönüm Noktası)
...Habere göre İngiltere Sömürgeler Bakanı meclis konuşmasında Kur'ân'ı işaret ederek "Bu Kur'ân'ı onların elinden almalıyız yahut Müslümanları Kur'ân'dan soğutmalıyız." demişti. Saîd Nûrsî, bu haberi duyar duymaz hiddetlenerek
"Kur'ân'ın sönmez ve söndürülemez manevî bir güneş olduğunu, ben dünyaya ıspat edeceğim ve göstereceğim." diyerek hayatının yeni bir safhasına başladı.
Sayfa 52 - SÜEDAKitabı okudu
Abdulkâdir Geylâni (k.s)
Hazret-i Gavs kerâmetleri zâhir ve aşikâr zatların başında gelmektedir. Onun birçok kerâmetleri tevatür derecesine çıkmıştır. O derece yüksek bir mertebeye sahip ve o derece hârika bir kerâmete mazhardır ki, kâfirlerin bir kısmı "Biz İslamiyet'i kabul etmiyoruz, fakat Abdulkâdir Geylânî'yi de inkâr edemiyoruz." demişlerdir.
Sayfa 5 - SüedaKitabı okudu
(Rüya-Muştu)
... Babası onun doğumundan biraz önce rüyasında, Resul-i Ekrem'in, bütün sahabe ve salih kulların bulunduğu bir toplulukta, oğlunun yüce bir zat olacağını kendisine müjdelediğini görmüştür. Sevgili Peygamberimiz babasına şöyle demiştir:
Dünyaya gelmek üzere olan oğlun hem benim hem de Allah'ın sevdiği bir kuldur. O, âlemde zamanın Kutbu'l-Aktab'ı olacak; bütün evliyaullah ve nüfûs-u sâfiye erbâbı ona bağlı olacak, itaat edeceklerdir.O, hayatı boyunca tüm işlerinde Şeriât-ı Ahmediyye'ye ve Sünnet-i Seniye'ye uygun hareket edecektir.
Sayfa 9 - SÜEDAKitabı okudu
Bediüzzaman (k.s) Ezber-Zeka
(Bedîüzzamân, 1893'ü gösterdiğinde Bitlis Valisi Ömer Paşa ile tanışır.)
Ömer Paşa, Saîd Nûrsî'yi üstad kabul ederek konağında bir oda tahsis eder. Nûrsî, Ömer Paşa'nın bu konağında 1895'e kadar kitap mütâlaası yapar ve hatırı sayılır İslâm kaynaklarından 90/doksan cilt kitabı ezberler.
Sayfa 51 - SÜEDAKitabı okudu
HUTBE-İ ŞAMİYYE-1911
Şam ulemanın yoğun ısrarları üzerine Şam'ın eñ meşhûr ve eñ büyük camisi olan Emevî Camii'nde Arapça olarak bir hutbe irad etti. Hutbeyi içinde 100 Âlimin de bulunduğu 10.000 kişiye yakın büyük bir cemaat diñledi.
Burada islam âleminin içinde bulunduğu
✓Hastalıklara
✓Sıkıntılara
✓Felaketlere ve
BUNLARIN ÇARELERİNE DEĞİNDİ
Sayfa 53 - SÜEDAKitabı okudu
Bediüzzaman Lâkabı
Saîd Nûrsî, Subki'nin yüz kadar eserden istifade ederek Fıkıh Usulüne dair yazdığı iki ciltlik eseri "Cemi'ül-Cevâmi" kitabını, günde iki saat meşgul olmakla BİR HAFTADA ezberlemiştir. Bunun üzerine Molla Fethullah kitabın üzerine
"قد جمع فی حفظەجمع الجوامع جمیعە فی الجمعةە" yani
"Cemi'ül-Cevâmi" kitabının tamamını BİR HAFTADA hıfzında cemetmiştir (ezberlemiştir)." notunu düşer.
Saîd Nûrsî ise bu anısını kitabın üzerinde yazdığı şu not ile kaydetmiştir;
"انی جمعت جمع الجوامع جمیعە فی الجمعة"
yani "Cemi'ül-Cevâmi" kitabının tamamını bir haftada hıfzımda cemettim (ezberledim)."
İşte yaşanan bu hadislerden sonra Molla Fethullah Saîd Nûrsî'ye -bundan sonra anılacağı- Bedîüzzamân lakabını vermiştir.(96)
Sayfa 50 - SÜEDAKitabı okudu