Avukat olarak yaptığımız şey hayatın tam içinden bir vakıayı hukuki bağlama oturtmak ve ulaştığımız bu hukuki sonuçtan müvekkilimiz lehine doğan hakları talep etmek yahut müvekkilimize yöneltilen itham ve taleplerin reddini sağlamaktır.
Yani mesleği yaparken bir yanımız hayatın içinde, diğer yanımız hukukun içindedir. Bu sebeple anlatı açısından da bir ayağımız öykülerde, masallarda, mitlerde, romanlarda dururken diğer ayağımız hukuk teorisinin ve bilimselliğin içinde olmalıdır.
Dilekçe yazarken sadece olay şöyle oldu böyle oldu demek işe yarıyorsa olayı en iyi bilen müvekkildir ve bu kısmı en iyi o yapar.Avukata düşen işin teknik kısmıdır.