"Bir gün dönüp de ziyaretçi tarafına baktığımda, analarımızın, babalarımızın, kardeşlerimizin birbirine ne de çok benzediklerini görmüştüm de hayıflanmıştım. Hep ezgin ve fakir insanların çocuklarıydık..."
Duvarlarda tuhaf, tuhaf olduğu kadar da düşündürücü bir slogan yazılmaya başlanmıştı. Altına, imza yerine Ülkücü Gençlik ibaresi yerleştiriliyordu.
"Bu Gece Ansızın Gelebiliriz!"
"Doktorun ilk sözü kurşun gibiydi;
"Ölmüş!"
Ölen bendim, bizdik.
Nasıl haber verecektik anasına, babasına? Kim hangi hakla, "Oğlun öldü," diye ses edecekti?"