Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Afyonkarahisar Yöresi Türkmen Mezar Taşları

Musa Seyirci

Afyonkarahisar Yöresi Türkmen Mezar Taşları Hakkında

Afyonkarahisar Yöresi Türkmen Mezar Taşları konusu, istatistikler, fiyatları ve daha fazlası burada.
0/10
0 Kişi
Okunma
Beğeni
338
Görüntülenme

Hakkında

İnsanlığın ömrü sonsuz-sınırsız değildir. Hayat ölümle tamamlanır. Fakat, doğumla hayat sürekli yinelenir, yinelenir... Bunun içindir ki, doğurgan Anadolu hep genç, hep canlıdır ve hep de öyle kalacaktır. Homeros'un şarap rengi Akdeniz'inde yüz yıkayan Anadolu insanı ölümü sevmemiş, hep yaşamdan yana olmuştur. Anadolu'nun değişik yörelerindeki Türkmen kızları, gökyüzünün maviliğini, ilkbaharın çiçeklerini çeyizlerine işlerken hep doğaya ve yaşama olan tutkuyu, bağlılığı vurgulamışlardır. Elbette, böylesine yaşam dolu ulusun elinden ölüm korkacak; ölümün çirkin yüzü güzele dönüşecektir. Dahası, böylesi bir ulus, mezar taşına bile doğayı, yaşamı işleyerek ölümü güzellikle verecek; elinde mezar taşları birer sanat yapıtına dönüşecektir. Bu çalışmada Afyon yöresine ilk gelen Türkmen boylarının figürlü mezar taşları incelenmiş, gelecek araştırmacılara ışık tutulmaya çalışılmıştır.
Tahmini Okuma Süresi: 1 sa. 18 dk.Sayfa Sayısı: 46Basım Tarihi: Aralık 1983Yayınevi: Arkeoloji Sanat Yayınları
ISBN: 2880000102557Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak
Reklam

Yazar Hakkında

Musa Seyirci
Musa SeyirciYazar · 6 kitap
1951 yılında Muğla'nın Fethiye ilçesine bağlı Gökben köyünde doğdu. İlkokul öğretmeni Nazmi Kışlak'ın katkılarıyla kitaplarla tanıştı. Isparta Gönen İlköğretmen Okulu'nu bitirdi. Ardından İzmir'in Ödemiş ilçesinin Bademli kasabası ilkokul öğretmenliğine atandı. İki yıl ilkokul öğretmenliği yaptı ve sonra Trabzon Eğitim Enstitüsü Türkçe Bölümü'nden mezun oldu. Trabzon Eğitim Enstitüsü Türkçe Bölümü'nde şiirle uğraştı ve edebiyat kolu başkanlığı yaptı. Mezun olduktan sonra 1974-1976 arasında Adıyaman'da Türkçe öğretmenliği yaptı. 1977'de Afyon Cumhuriyet Lisesi'nde Türk Dili ve Edebiyatı öğretmenliği yaparken aynı öğretim yılı içerisinde Afyon Eğitim Enstitüsü'ne müdür yardımcısı olarak atandı. Afyon Kültür Müdürlüğü'ne kurucu müdür olarak görevlendirildi. 1981 yılının ağustos ayında ziyaretine gelen eğitimci Rauf İnan, Musa Seyirci'nin Afyon yerel gazetesi Kocatepe'de güncel olarak yazdığı yazıları nedeniyle ona, "Çok güzel bir kalemin var, enerjini bu edebi yazılarla harcayacağına, etrafın tam bir halk kültürü cenneti, o kültürü derle ve yaz" demesi üzerine; Afyon halkbilimiyle ilgili yazılmış kaynakları gözden geçirdi; Afyon'un esnaf ve Keçeciler sokağında halkbilim araştırmalarına başladı. Afyon Müze Müdürü Ahmet Topbaş'la Afyon ve ilçelerinde keçeciliği araştırdı. Ahmet Topbaş ile birlikte araştırma alanlarını tüm Türkiye üzerine genişletti ve yaklaşık 500 sayfalık bir metin ve yüzlerce slayt ortaya çıkardılar. Ahmet Topbaş'ın yardımıyla Afyon Müzesi'ndeki bütün etnografik eserlerin, Türkmen mezar taşlarının ve İslam dönemi mezar taşlarının envanterini yaptı. Topbaş'la beraber Afyon'un 100'ü aşkın köyünü tarayarak bu köylerden derledikleri verilerin bir bölümünü yayınladı. Verilerin tamamı müze arşivindedir. 1984 yılında Antalya'ya Kültür Müdürü olarak atandı. Burada Naci Eren'in teşvikiyle Yörükler üzerine çalışmaya başladı. Yörük bir aileden gelmesi nedeniyle Yörükler tarafından çabuk kabul gördü. Söbüce ve Anamas yaylalarında Yörük yaşamını inceledi. O dönemde tek yerel radyo olan Antalya radyosunda haftada bir gün kültür programları yapmaya başladı. Bu programlarda sık sık Yörük kültürünü anlattı. Gazi Paşa'dan Fethiye'ye kadar Akdeniz'in Batısı'nda Yörük kültürüyle ilgili çok sayıda araştırma yaptı. Antalya'da İl Kültür Müdürü olduktan sonra Yörük kültürüyle ilgili sempozyumlar düzenledi. Sempozyum bildirilerini esnaf odalarının katkılarıyla kitap haline dönüştürdü. İl Kültür Müdürlüğü'nce çıkarılan ve 80 sayıya ulaşan dört sayfalık bültenin 2. sayfasını arkeoloji ve halkbilimine ayırdı. Müze'nin konferans salonunda Yörük kültürüyle ilgili çok sayıda konferanslar verdi. Ankara, İstanbul ve Antalya'da Yörük dokumalarını tanıtan sergiler açtı. Yörük kültürünü öne çıkaran yayla şenlikleri düzenledi, bu çalışmaları dolayısıyla valisinden, köy muhtarına kadar herkes ona "Yörük Musa" adını verdi. Antalya'da kaldığı süre içerisinde arkeolojik eserlerin onarımına ve Selçuklu kültürünün öne çıkarılmasına ağırlık verdi. Selçuklu kültürü üzerine altı sempozyum düzenleyerek sempozyum bildirilerini kitap haline getirdi. Aspendos'ta yapılan festivallerin başlangıcına ön ayak oldu ve antik kentlerde tiyatro festivalleri, klasik müzik dinletileri düzenledi. Onyedi yıl çalışmanın ardından İzmir İl Kültür Müdürlüğü'ne atanırken Antalya ile ilgili slaytlarını, fotoğraflarını, yine halkbilimiyle ilgili kitap ve dergilerini Suna İnan Kıraç Akdeniz Medeniyetleri Araştırma Enstitüsü'ne verdi. Bir buçuk yıl kaldığı İzmir İl Kültür Müdürlüğü'nde arkeolojik ve sanatsal çalışmalarının yanı sıra bölgede de araştırmalarını sürdürdü. Yörüklerle ilgili yayınladığı araştırmaları "Ege Yörükleri" adlı kitapta yeniden topladı. Ayrıca Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Geleneksel Türk Sanatları Bölüm Başkanı Prof. İsmail Öztürk ve İzmir'in çeşitli ilçelerinin belediye başkanlarıyla işbirliği yaparak Bergama, Ödemiş ve Tire ilçelerinde halkbilimi sempozyumları düzenledi. 2002'nin sonlarında Türkmenistan Aşkabat Büyük Elçiliği'ne Kültür ve Tanıtma Müşaviri olarak atandı. Çok sayıda ulusal ve uluslararası kongrede bildiri sunan Musa Seyirci, ayrıca çok sayıda inceleme araştırma ödülünün de sahibiydi. Yine Suna İnan Kıraç Akdeniz Medeniyetleri Araştırma Enstitüsü Bilim Kurulu ve Atatürk Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Atatürk Kültür Merkezi Haberleşme üyesiydi. Son olarak iki kez atandığı Bilecik İl Kültür Müdürlüğü'nde, Bilecik Müzesi'nin açılması için bir yandan eser toplarken diğer yandan da teşhir tanzim çalışmalarının yapılmasında çaba gösterdi. Bu esnada yakalandığı amansız hastalıkla iki yıl süren mücadelesini 2 haziran 2009'da kaybetti.