Marquez’in özellikle denemelerinde öne çıkan mizahını çok severim. Büyülü gerçekçi hikayelerinde biraz masalsılığın gerisinde kalır. Bu hikayesi ise gerçekçi ve absürt, kahkaha attım okurken.
Her yıl ağustos ayında annesinin adadaki mezarını ziyaret eden ve ziyareti sırasında eşini aldatan bir kadının hikayesi. Jeanette Winterson’un ‘adalar kalbin metaforudur’ sözünü hatırlatayım. Kişinin özgürlük arayışını, ilişkileri sevdiğimiz Marquez üslubuyla irdeliyor, mizahı da eksik etmiyor.
Hikaye geliştirilebilir miydi, yani birçok hikaye geliştirilebilirdi. Bu kitabın ölümünden sonra yayımlandığını bilmesek bu soru üzerine de düşünmezdik. Kitabın bir bölümü de yaşamında gazetelerde yayımlanmış zaten.
Ana Magdalena Bach 46 yaşında evli ve iki çocuğu olan bir kadın. Eşi Domenico Amaris 54 yaşında terbiyeli, yakışıklı ve zarif bir adam. Yirmi yılı aşkın bir süredir belediye konservatuvarının müdürü. Son derece mahir bir orkestra şefi ve kültürlü bir adam, Magdalena ile “mutlu, ateşli sürprizlerle dolu bir ilişkileriyle” iki de çocukları var.