Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Akıl Öyküleri

Murat Ertan

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Buzdolabınızda yiyecek bir şeyler, sırtınızda bir elbiseniz, başınızın üstünde bir çatı ve uyuyacak bir yatağınız varsa, bu dünyada yaşayan insanların yüzde yetmiş beşinden daha zenginsiniz demektir. Bu sabah kalktığınızda kendinizi sağlıklı hissettinizse, hafta sonunu göremeyecek milyonlardan daha talihli olduğunuz açıktır. Yüzünüzde bir gülümseme ile başınızı dik tutabiliyorsanız, Allah’ın sevdiği kullarından birisi olduğunuza inanın. Çünkü hemen herkes bunu yapabilir, ama çoğu da yapmaz. … ve eğer bu yazıyı okuyabiliyorsanız, bu dünyada okuyacak hiç bir şeyi olmayan iki milyar insandan çok ama çok talihli olduğunuzu aklınızdan çıkarmayın.( Akıl Öyküleri sh 142 yazarı Murat Ertan)
Solomon adalarında yaşayan ilginç bir ağaç kesme yöntemi olduğunu biliyor muydunuz? Elektronik bir testere gibi teknolojik bir yöntemden yoksun olan yerliler, baltayla kesemeyecekleri kadar kalın bir ağacı üfleyerek deviriyorlarmış... Evet yanlış duymadınız, üf-le-ye-rek. Baltayla deviremeyeceklerini düşündükleri ağacın karşısına hep birlikte dizilip bir ağızdan ağaca kötü sözler fısıldıyorlarmış. Bunu yaparken her ağacın bir ruh taşıdığına inanıyorlarmış. Kötü sözlerin bu ruhu gücendirip ağacı terk etmesini bekliyorlarmış. Ve haklı çıkıyorlarmış. Bir süre sonra ağaç kurumaya başlıyormuş. Ardından da deviriyorlarmış. İnanmayabilirsiniz... Ancak yerlilerin ağacın içinde farz ettiği ruhun insanlarda da olduğuna bir inanabilsek... Ve onları baltadan çok kötü sözlerin devireceğine... Söz baltadan daha yaralayıcı olmalı...( Akıl Öyküleri sh 52 yazarı Murat Ertan)
Reklam
Bir bilgeye sormuşlar; Bir insanın zekasını nasıl anlarsınız? Konuşmasından demiş Ya hiç konuşmazsa, demişler. *O kadar akıllı insan yoktur ki...* ( Akıl Öyküleri sh 17 yazarı Murat Ertan)
Bilge bir adama sormuşlar: “Efendim, dünyada en çok kimi seversiniz? “Terzimi severim,” diye cevap vermiş. Soruyu soranlar şaşırmışlar: “Aman üstad, dünyada sevecek o kadar çok kimse varken terzi de kim oluyor? O da nereden çıktı? Neden terzi? Bilge, bu soruya da şöyle cevap vermiş: “Dostlarım, evet ben terzimi severim. Çünkü ona her gittiğimde, benim ölçümü yeniden alır. Ama ötekiler öyle değildir. Bir kez benim hakkımda karar verirler, ölünceye kadar da, beni hep aynı gözle görürler.(Akıl Öyküleri sh 219 yazarı Murat Ertan)
OSMANLI padişahı Yavuz Sultan Selim, tebdil-i kıyafetle Kuşlar Çarşısı’nı gezer. Burada, avcılar avladıkları kuşları, tuzakçılar yakaladıkları maharetli, eğitimli, güzelim kuşları satıyorlar. Bir ara Yavuz Sultan Selim’in gözü kekliklere ilişir… Bir grup kekliğin kafesinin üzerindeki yazıda “Tane işi satış, fiyatı 1 altın” yazıyor. Hemen yanıbaşlarında, adeta altın kafes içinde bir keklik daha var ki, fiyatı; 300 altın. Padişahın gözü 300 altınlık kekliğe takılır. ”Hayırdır” der satıcıya ve sorar: ”Bunun diğerlerinden ne farkı var ki, bunlar 1 altın, bu 300 altın?” Satıcı, ”Bu keklik özel eğitimli, çok güzel ötüyor, ötmesi bir yana bunun ötüşünü duyan ne kadar keklik varsa hepsi onun etrafına doluşuyor” der. ”Tabii bu arada avcılar da o etrafa doluşan keklikleri daha rahat avlıyorlar” diye de ekler. Padişah ”Satın alıyorum” der ve 500 altın verir. Parayı verir ve hemen oracıkta kekliğin kafasını koparır. Adam şaşırıp, ‘‘Ne yaptınız, en maharetli kekliğin kafasını koparttınız, yazık değil mi” diye dövünürken; Padişah gürler: “Bu kendi soyuna ihanet eden bir kekliktir. Bunun akıbeti er veya geç ölümdür
*Geleceğin suçlusunu Yetiştirmenin En Basit Kuralları* 1 Küçükken daha, çocuğa ne isterse vermeye başla ! Ki, herkesin onun geçimini sağlamakla mükellef olduğuna inansın… 2 Fena sözler söylediğinde gül ! Ki, kendisinin akıllı olduğuna inansın… 3 Ona düşünmeyi, beynini kullanmayı öğretme sakın ! Bırak, onsekizine gelince kendisi karar
Reklam
Devesiyle birlikte çölde seyehat eden bir bedevî,güçlükle yürüyen, dudakları susuzluktan kurumuş bir adama rast gelir. Adam bunu görünce şu istemiş. Devesinden inip ona su ikram etmiş. Suyu içen adam birden bedeviyi iterek deveye atladığı gibi kaçmaya başlamış. Bedevi arkasından bağırmış: Tamam deveyi al git ama senden bir ricam var. Sakın bu olayı kimseye anlatma! Bu isteği tuhaf bulan gaspçı biraz duraklayıp nedenini sormuş: *Eğer anlatırsan, bu her yere yayılır ve insanlar bir daha çölde muhtaç birinigörünce yardım etmezler* demiş bedevî. Bedevi gibi derdimiz deve değil de, kötülüğün yayılmaması olsaydı, toplum ve millet olarak sorunlarımızı çözerek huzur ve barış içinde yaşıyor olurduk ( Akıl Öyküleri sh 39 yazarı Murat Ertan)
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.