Sözler ve Alıntılar
Milli siyaset dediğim zaman kastettiğim anlam ve öz şudur: Milli sınırlanmız içinde, her şeyden önce kendi kuvveti mize dayanmakla varlığımızı koruyarak millet ve memleketin gerçek saadet ve refahına çalışmak... Genellikle milleti uzun uzun emeller peşinde yorarak zarara sokmamak. Medeni dünyadan, medeni, insani ve karşılıklı dostluk beklemektir*
*Nutuk, 5. bas.haz. Bilge Bahadır, İstanbul, 2002, s. 342
Kemalizm, Türk devrimidir. Tam bağımsızlıktır.
Cumhuriyetçilik, Milliyetçilik, Laiklik, Devletçilik, Halkçilik ve Devrimciliktir. Akıl ve bilim ilkeleri doğrultusunda çağdaşlaşmaktır . Kendi tarihinden beslenmek, kendi diline sahip çıkmaktır . Insan sevgisi, doğa dostluğu ve barış severliktir. Ulusal kültürle evrensel uygarlığa katkı sunabilmektir.
Atatürk
,bütün insanlığı düşünen, kendi milleti kadar başka milletlerin de hakkını tanıyan, kendi milleti için amaçladığı laik düzeni, bağımsız ve özgür bireylerden oluşan toplumu, bütün dünya milletleri için de amaçlayan bir milliyetçidir. Dünya milletlerinin -tıpkı yeni Türkiye gibi- kendi milli kültürlerini yitirmeden evrensel kültür içinde yer almasını ve evrensel kültüre katkıda bulunmasını istemiştir.
Sayfa 186Kitabı okudu
Atatürk'ün savaş stratejisine göre en iyi savunma "hücum" dur. Atatürk'ün askerlikle ilgili kitapları okunacak olursa, onun "taarruz ruhu" adı altında "hücuma dayanan savunma stratejilerinden" söz ettiği görülecektir.
Sayfa 197Kitabı okudu
"Sadece ufku değil, ufkun ötesini de gören" Atatürk,
Osmanlı'nın son dönemlerinde ordu ile siyasetin birlikteliğinin gelecekte büyük sorunlara yol açacağını görerek en yakın arka daşlarından devletin en üst kademesindeki yetkili kişilere kadar hemen herkesi uyarmış, bir an önce ordu ile siyasetin birbirinden ayrılmasını istemiştir.
Sayfa 207Kitabı okudu
Atatürk, anayasaya koydurduğu kavrayıcı "Türk milleti" tanımı çerçevesinde hareket etmiş, hiçbir zaman Türkiye'deki alt kimlikleri dışlamamış, onlara farklı muamele yapmamıştır.
Mustafa Kemal, askerlerin orduya dönmesini ve politika ile olan ilişkilerini hemen kesmesini inatla ileri sürüyor, İttihatçı liderleri eleştiriyordu.Mustafa Kemal, politikaya girmiş bir ordunun savaş yeteneğini yitireceğini örnekler vererek kanıtlıyor, Nuri ve ben zaman zaman söz alarak kendisini destekliyorduk.
Bir şey ilgimi çekti. Ali Fethi (Okyar) boyuna susuyor, söze karışmıyor, olumlu ya da olumsuz bir şey söylemiyordu.
Başka bir arkadaş şöyle bir soru sordu:
'Mustafa Kemal Bey, belki doğru söylüyorsunuz. Hürriyeti baltalamak isterlerse, ne yaparsınız?'
Mustafa Kemal, elini öfkeyle masaya vurdu;
'Bak o zaman başka, cepheye gider gibi üzerlerine
giderim ."
Cebesoy, Sınıf Arkadaşım Atatürk, s. 159
Sayfa 209Kitabı okudu