Sözler ve Alıntılar
Türk milletinin karakteri yüksektir. Türk milleti çalışkandır. Türk milleti zekidir.
Milletimiz mazisiden değil, artık istikbalinden sorumludur.
Her şey bu kadar açıkken, 1919-1923 yılları arasında bu
Osmanlı enkazından büyük bir mucize eseri “bağımsız ve çağdaş” yeni bir devlet çıkarmayı başaran Atatürk’ü suçlamak nankörlüktür, ahmaklıktır...
Kılıçla ülke ele geçirenler, sabanla ülke ele geçirenler karşısında yenilmeğe ve sonunda bulundukları konumu yitirmeğe mahkûmdurlar. Siyasal askeri başarılar ne denli büyük olursa olsunlar ekonomik başarılarla taçlandırılmazlarsa sürekli olamaz, az zamanda sönerler. Bu nedenle en güçlü ve parlak zaferimizin de sağladığı ve daha sağlayabileceği yararlı sonuçlan alabilmemiz için, ekonomik egemenliğimizin sağlanması, güçlendirilip genişletilmesi gerekir. Efendiler içine girdiğimiz halk döneminin, ulusal donemin tarihini yazabilmek için de kullanacağımız kalem, saban olacaktır.
Mustafa Kemal Atatürk
Sayfa 119 - İnkilap Kitapevi 2. Baskı 2014Kitabı okudu
Mustafa Kemal, milletinin gerçek düşmanının sadece yabancılar olmadığını artık anlıyordu. Türklerin bütün saldırganlıklarına rağmen yabancılardan öğrenecekleri bir şeyler vardı. Gerçek düşman aralarındaydı. Onları başka milletlerin yürüdüğü ışıklı yoldan alıkoyan, gelişmeleri önleyen, baskı altında tutan softalık ve yobazlık...
Atatürk’ü ve onun kurduğu Cumhuriyet’i “halk düşmanı” “tepeden inmeci” “baskıcı” “diktatör” diye adlandıran sözüm ona “demokrat” “milletin adamı” ve “liberal” hükümetler Atatürk’ün tam bağımsız, halkçı ve demokratik düzenini 50-60 yılda yerle bir etmişlerdir. Ama sorsanız en büyük halkçı onlardır...
Nereden Nereye
Meclisin ilk tutanak kâtiplerinden Tayyip Beşer’in anlattıklarına göre 30 milletvekillerinin giyim kuşamları çok kötüdür. Ceplerinde harcayacak paraları yoktur. Pek çok milletvekili başını sokacak bir ev bile bulamamıştır. Milletvekili sayısı 300’ü geçmiştir ve Ankara’da oteller sınırlıdır. 50-60 yataktan fazlası yoktur. Çoğu milletvekili Öğretmen Okulu’nda yatmıştır. Karyolalar yetmeyince yere yataklar serilmiştir. Öğretmen Okulu’nda yatacak yer bulamayan bazı milletvekilleri, istasyon yolundaki çayırlıkta, açıkta yatmış ve çoğu sıtmaya yakalanmıştır. En büyük sorunlardan biri de yemektir. Yemek ihtiyacını karşılayacak ne erzak ne de lokanta vardır.