'İstabul'u bir oturuşta algılayıp kavramak için ya Hilton'un, ya da Sheraton'un en üst katına çıkacaksın!' Üç ayda bir yayınlanan kuşe bir turistik dergide yabancı bir seyyah böyle demiş. Bana bu yazıyı okumak, yayınladıktan tam yedi yıl sonra dişçimin muayenehanesinde nasip oldu. Ertesi gün Hilton'un ' ruf'undan baktığımda hatırladım. işte Taşlık, Dolmabahçe Sarayı, stadyum, barok cami, sonra Boğaz Köprüsü, Kız Kulesi, adamın dedi gibi 'ayaklarımın altındaydı'. Trafiği yoğun bir sürü asfalt her yöne uzanıyordu.