Alevî ve Bektaşî İnançlarının İslâm Öncesi Temelleri

Ahmet Yaşar Ocak

By Number of Pages Alevî ve Bektaşî İnançlarının İslâm Öncesi Temelleri Quotes

You can find By Number Of Pages Alevî ve Bektaşî İnançlarının İslâm Öncesi Temelleri quotes, by number of pages Alevî ve Bektaşî İnançlarının İslâm Öncesi Temelleri book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
İşte XIII. yüzyılın ikinci yarısına doğru, Seyyid Ebu'l-Vefa Bağdadî (öl. 1105) tarafından kurulmuş olup Anadolu Türkmen çevrelerinde Baba İlyas-ı Horasanî'nin (öl. 1240) temsil ettiği Vefâîlik tarikatı içinde yeni bir bağdaştırmacı (senkretik) heterodoks akım meydana geldi. Babaî hareketi adıyla niteliyebileceğimiz bu akım, XIV. yüzyılın başlarına kadar yarım yüzyıl boyunca gelişerek Rum Abdalları (Abdâlân-ı Rum) denilen zümreyi meydana getirdi. Ilk Osmanlı hükümdarlarının da desteklerini sağlayan bu zümre mensupları, devletin kuruluş yılları boyunca fetihlerde ve iskân hareketlerinde de önemli işler gördüler." XIV-XV. yüzyıl boyunca, esas itibariyle Yesevî, Hayderî ve Vefâî tarikatları bünyesinde yer alan Kalenderî zümrelerinden bu sonuncusuna mensup bulunan Baba İlyas'ın halifelerinden olup büyük bir ihtimalle aynı zamanda Hayderî de olan Hacı Bektaş-1 Velî (öl. 1271) an'aneleri etrafında toplanarak nihayet yeni bir tarikat şekline dönüşen Babaî akımı, kendine isim babası olarak Hacı Bektaş'ı seçti ve böylece XVI. yüzyılda Bektaşílik adını aldı.
Sayfa 26 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
İnceleme konumuza temel teşkil eden Bektaşî menâkıbnâmeleri, işte bu sebeple bizim için cidden değerli ve eşi bulunmaz birer kaynak olmaktadırlar. Onlar, hitap ettikleri çevrelerin akaid ve ilmihal kitabı (kateşizm) vazifesini görmüşler ve hâlâ da görmektedirler. Her biri İslâm öncesi devirlerden çok tabii bir şekilde süregelen inançları gayet tabii bir üslûp ve sade bir dille görünüşte İslâmî bir kerâmet hikâyesine dönüştürerek okuyucusuna yansıtmaktadır. Bu menkabeler, eğlenmek için okunan, rastgele uydurulmuş masallar değildir; onların gerçek olduğuna inanılarak okunur. Bu yüzden yarı mukaddes metinlerdir.
Sayfa 28 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Koyun Baba burada tam anlamıyla Kalenderîlik erkânı üzere, mücerredlik prensibine uygun bir hayat sürmüştür. Ancak çevredeki ulemâ tarafından hiç de hoş karşılanmadığı anlaşılıyor. Şöhreti Fatih Sultan Mehmed'in kulağına kadar gitmiş, Osmanlı sultanı, Uzun Hasan üzerine giderken Koyun Baba'yı ziyaret etmiştir.
Sayfa 47 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Koyun Baba'nın türbesi bugün Osmancık'ta bulunmaktadır. Evliya Çelebi XVII. yüzyılda burasını ziyaret etmiş ve Bektaşîler'in “beyne’l-halk mezmûm” olmalarına rağmen, buradaki zâviyede yaşayanların sessiz ve sakin, kendi hallerinde, tıpkı Koyun Baba gibi “koyun ve kuzu gibi meleyen halim ve selim, mücerred, arif-i billah Ehl-i Sünnet ve cemaatden musalli, mütedeyyin âdemler” olduğunu yazar."
Sayfa 48 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Demir Baba da bütün Kalenderîler gibi durmadan seyahat etmekte, gittiği köylerden kurban toplamakta, bu arada da yine Otman Baba gibi medreselilerle, mollalarla tartışmaya girmekte, şer'î ibadetlere pek sıcak bakmamaktadır. Tıpkı Otman Baba gibi, zaman zaman gazalara da iştirak eden Demir Baba'nın da bir gazi-velî olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.
Sayfa 49 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Yüzyıllar boyu belli bir kültüre sahip olmuş ve onun içinde yoğrulmuş, sonra birtakım sebeplerle başka bir kültüre geçmiş insan topluluklarının, bu geçiş sırasında ve hattâ çok uzun zaman sonra bile, eski kültürle ilgilerini tamamen kesmedikleri, ona ait bazı unsurları olduğu gibi, bazılarını da yeni kültürün kalıplarına uydurarak muhafaza ettikleri bilinen sosyolojik bir vâkıadır. Şüphesiz aynı vâkıa, değişik yer ve zamanlarda İslâm kültürüne girmeye başlayan çeşitli Türk topluluklarında da tekrarlanmıştır. Bu Türk toplulukları, İslâmiyet'i kabul etmeden önce de, muhtelif dinlere girdikleri zaman eski inançlarından yeni dinle çatışmayanlarını olduğu gibi, çatışanlarını ise yeni dinden aldıkları motiflerle besleyerek ona uydurmaya çalışmışlardır. İslâmî dönem için de aynı şey olmuştur.
Sayfa 53 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Reklam
46 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.