Alevî ve Bektaşî İnançlarının İslâm Öncesi Temelleri

Ahmet Yaşar Ocak

Alevî ve Bektaşî İnançlarının İslâm Öncesi Temelleri Quotes

You can find Alevî ve Bektaşî İnançlarının İslâm Öncesi Temelleri quotes, Alevî ve Bektaşî İnançlarının İslâm Öncesi Temelleri book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Yılın belirli zamanlarında, mesela temmuz yahut ağustos ayı içinde Kurmançlar'a mensup çeşitli Kürt toplulukları, bayramlık elbiselerini giyerek kadınlı erkekli gruplar halinde, ilahiler ve dualarla bu ağaçları ziyaret etmekte, ayinler yapmaktadırlar. Bütün bunlar olup biterken adaklar ve kurbanlar sunulmakta, ağaç dallarına dilek çaputlan asılmaktadır. Benzer işlemlere öteki Kızılbaş Kürtler'de de rastlanmaktadır.
Bugün Doğu Türkistan’da hastalık tedavisi için uygulanan Şamanist işlemler İslami bir kılıkta devam etmektedir. Altay Şamanlarının ayini, İslami dualar, peygamber ve velilerin isimleri karıştırılarak İslamileştirilmeye çalışılmıştır. Perihan denilen bu Müslüman Şamanlar bu yolla kendilerini koruyabilmişlerdir… Günümüzde Anadolu’da da aynı durum söz konusudur. Okuyup üflemek, ip bağlamak, muska yazmak vs usullerle hastalık tedavi etmeye çalışan kimseler vardır. Halk arasında genellikle hoca diye tanınan bu şahıslar, gerçekte Şaman kalıntısı kimselerden başka bir şey değildirler. Tıpkı Doğu Türkistan’daki meslektaşları gibi, onların da Yıldızname ve benzeri, hususi olarak tertiplenmiş, içine ayetler, peygamber isimleri, Allahın isimleri karıştırılmış birtakım kitapları vardır. Yazdıkları muskalar da aynı mahiyettedir. Bunlardan başka yine Anadolu’da cindar adıyla bilinen ve hastaların vücuduna girdiğine inanılan cinleri kovarak yahut emrindeki cinlerle geleceği ve gaybı keşfederek birtakım kehanetlerde bulunan kişilerin de, Şamanistler arasında yardımcı ruhları çağırarak hastanın içinden fena ruhları çıkarmaya çalışan veya geleceği öğrenen Şamanlardan farkı olmadığı ortadadır. Yüzlerce yıldan beri İslamiyet, Anadolu’da dahi Şamanizmin bu ana fonksiyonunu silip atamamıştır.
Sayfa 150Kitabı okudu
Reklam
Eski Türkler'deki dağ ve tepe kültüyle alâkalı bu motifler, sade Bektaşî menâkıbnâmelerinde değil, İslâmî devirde kaleme alınan önemli bazı klasik Türk metinlerinde dahi vardır. Meselâ Dede Korkut Kitabı'nda kahramanlar sıkıştıkları zaman veya güç bir durum ortaya çıktığında, âdetâ canlı bir varlığa hitap edermişçesine, dağlara seslenmektedirler. Danişmendname'de, kâfirlerle savaşırken şehit düşen Türkler'in gömüldükleri yerler hep dağ veya tepe başlarıdır. Âşık Kerem, Áşık Garip vs. gibi halk hikâyelerinde, Köroğlu gibi halk destanlarında, dağlara hitap eden seslenişler vardır. Köroğlu sefere çıkacağı zaman dağ başlarına bakar yahut sefer sırasında geçit vermeyen bir dağla karşılaştığında tepedeki evliyâya yalvarır; ancak o zaman dağ geçit verir. İşte bütün bunlar dağ ve tepe kültünün halk metinlerine yansımış tezâhürlerinden başka bir şey değildir.
Sayfa 121 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Yine (Otman Baba) Edirne'de bir vesile ile münakaşa ettiği ahaliye şöyle bağırır: “Ha zinhar bunu şöyle bilün ki ben ol istedüğünüz sırr-ı Muhammed'im ki ben size bu âleme rahmet eylemeğe geldim ve beni gören gözler var olsun.
Sayfa 187 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Yüzyıllar boyu belli bir kültüre sahip olmuş ve onun içinde yoğrulmuş, sonra birtakım sebeplerle başka bir kültüre geçmiş insan topluluklarının, bu geçiş sırasında ve hattâ çok uzun zaman sonra bile, eski kültürle ilgilerini tamamen kesmedikleri, ona ait bazı unsurları olduğu gibi, bazılarını da yeni kültürün kalıplarına uydurarak muhafaza ettikleri bilinen sosyolojik bir vâkıadır. Şüphesiz aynı vâkıa, değişik yer ve zamanlarda İslâm kültürüne girmeye başlayan çeşitli Türk topluluklarında da tekrarlanmıştır. Bu Türk toplulukları, İslâmiyet'i kabul etmeden önce de, muhtelif dinlere girdikleri zaman eski inançlarından yeni dinle çatışmayanlarını olduğu gibi, çatışanlarını ise yeni dinden aldıkları motiflerle besleyerek ona uydurmaya çalışmışlardır. İslâmî dönem için de aynı şey olmuştur.
Sayfa 53 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Demir Baba da bütün Kalenderîler gibi durmadan seyahat etmekte, gittiği köylerden kurban toplamakta, bu arada da yine Otman Baba gibi medreselilerle, mollalarla tartışmaya girmekte, şer'î ibadetlere pek sıcak bakmamaktadır. Tıpkı Otman Baba gibi, zaman zaman gazalara da iştirak eden Demir Baba'nın da bir gazi-velî olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.
Sayfa 49 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Reklam
52 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.