Ölüm Korkusu’nda Kim Novak’la başka problemler de yaşadınız değil mi?
Evet, Kim’in kafası kendi fikirleriyle dolu olduğundan ondan istediğimi almam çok zordu. Fakat sonuçtan memnun olduğum sürece... Rol aslında Lekeli Adam’da çalıştığım Vera Miles’ındı. Kostümleri hazırlanmış, değişik saç renkleri denenmiş ve birinde karar kılınmıştı. Çekimlere hazırdık; ancak Vera ele geçirdiği hayatının fırsatının tadını çıkarmak yerine hamile kaldı! Bu filmle bir star olacaktı ama o, Tarzan’ı oynayan kocası Gordon Scott’a karşı koyamadı.
Hitchcock’un film çekme teorisi basit: Konuyu önemsemiyorum, oyunculuğu önemsemiyorum; fakat filmi ‘film’ yapan unsurları umursuyorum... İzleyiciye çığlık attıran bütün teknik kullanımları önemsiyorum.” Suçla özdeşim kurması konusundaysa, “Genellikle cinayet mahalinde en ilginç sonucun amatörlerden çıktığını düşünüyorum. İşini groteks bir anlayışla mayalayıp serinkanlılıkla ve zevke yapan insanlar var. Aydın insanların yarattığı nazik, iyi bir kargaşa hâli hâkim ve ben bunu seviyorum,” diyor.
Çalıştığınız aktristleri kimsenin keşfedemeyeceği şekilde keşfediyorsunuz. Eva Marie Saint başka hiçbir filmde Gizli Teşkilat’taki gibi pırıl pırıl, çekici ve baştan çıkarıcı görünmedi.
Her saç teliyle ilgilendim. İki gardrop dolusu kostüm dikildi onun için; ancak deneme çekimlerini izlediğimde kostümlerin onu kimsesiz gibi gösterdiğini fark ettim. On The Waterfront (Rıhtımlar Üzerinde, 1954) filminde de ayrı kostüm tasarımcısıyla çalışmış. James Mason’ın filmde oynadığı karakter gibi davranmayı bıraktm ve Eva’yla New York’taki Bergdorf Goodman mağazasına gittim. Giydikleriyle bir model gibi önümde yürüdü; ben de seçtim.
Keşke anıları da parfüm gibi şişeleyebilen bir şey icat edebilselerdi. Hem kaybolmaz hem de bayatlamazlardı. Ne zaman istersem, şişenin kapağını açıp anıları baştan yaşayabilirdim o zaman.