İtiraf etmem gerekirse, Topal Osman hakkında yazdığım ve başımdan epey tatsız olay geçmesine neden olan yazıya kadar Ali Şükrü Bey konusunda pek fazla bilgi sahibi değildim.
Topal Osman, Ali Şükrü Bey’in katiliydi.
Peki Ali Şükrü Bey kimdi?
İşte derlemeyi yazmaya oturmadan önce, sırf merak saikiyle konu hakkında bazı kitaplar karıştırdım. Bunlar, çoğunlukla bilinen ama, ciddi bir tasnife tabi tutularak bir araya getirilmesi gereken türden bilgiler içeriyordu. Ama bu bilgilerin günün birinde işe yarayacağını, bir derleme çalışması olarak ortaya çıkacağını doğrusu tahmin etmiyordum.
Ali Şükrü Bey ilginç bir kişilik.
Müslüman…
Vakur ve vatanperver.
Bir cinayete kurban gitmiş…
İşin ilginç tarafı, Ali Şükrü Bey’i ortadan kaldırmakla görevlendirilen Giresunlu Topal Osman Ağa’nın da aynı âkıbete kurban uğraması…
Kitaptan:
“- Bu kürsü, artık O'nun sağlam mantıkından talakat-ı beyanından, vatanperverane sözlerinden mahrum kalmıştır. Fakat dediğiniz gibi ruhu bizimledir. Kendisinin âşıkı bulunduğu hürriyet ve milli hakimiyeti, biz ve bizden sonra gelecek şerefli Türk milletinin mümessilleri yerine getirmekle, daima O'nun ruhunu şad edeceğiz.
- Zavallı Şükrü! Kabahatin ne idi?
- Efendiler! Gittim hastahanede O'nu gördüm. Vahşiler canavarlar O'nu ezmişler, parçalamışlar, boğmuşlar; tanınmayacak hale getirmişler.
- Lanet olsun! Alçaklar!
- Ey gaddar el! Ey hunhar pençe! Ne istiyordun bu vatanperverden? Ey zalim, ey alçak! Ne istiyordun bu hürriyet kahramanından? Acımadın mı? Hiç mi insanlıktan nasibin yok? O'nun, yetim bıraktığın, arkasından meleyen kuzularına olsun acımadın mı?”