Altay
Wu MingAltay Sözleri ve Alıntıları
Altay sözleri ve alıntılarını, Altay kitap alıntılarını, Altay en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Benim aksime
"Hep doğruları yapmaya çalışmaktan sıkılmaya başlamıştım. Hayatımda hep yanlış yapmamak için çabaladım."
Sayfa 313Kitabı yarım bıraktı
Firar, bütün adamlar arkanda iken bir yöne doğru kaçmak değildir. Firar tamamen ortadan yok olmaktır.
Sayfa 34Kitabı yarım bıraktı
-Tehlike geçmediği sürece şeytanla bile kardeş ol."
Ancak kitapların iki kusuru var." Masanın üstünde duran büyük bir cilde eliyle dokunarak "Ağırlar ve çok yere ihtiyaçları var"
Tanrı gibi olmaya çalışan ama ancak onu en iyi şekilde taklit etmeyi başarabilen insanlar...
Nasi'nin işaret parmağı Kudüs ile Şam arasındaki mavi küçük bir toprak parçası üstünde durdu. "Bu onunla birlikte ortak hayalimizdi
Filistin; Musa'ya söz verilmiş olan toprak parçası.
"Tek korkum, Tanrı'nın gözlerine hoş görünmemek" diye cevap verdi, "Tek umudum ise ona hoş görünmek. Bu dişinda benim evim boş.
Her şeyi kucaklayan Tanrı, bu insanları işığından tamamen yoksun bırakmış olamaz.
"Her insanın kaderini kendi boynuna iliştirdik, karar günü parşömeni çıkaracağız ve herkes kendi yazısını önünde açılmış bulacak. Kendi kayıtlarını oku: Ruhun, muhasebesini tutmaya hazır artık."
"Tevrat'ın ilk ve son harfi birlikte yazıldığında anne, son ve ilk harfi birlikte yazıldığında kalp anlamına geliyor."
Akallının uykusu ile aptalın uykusu arasındaki fark, aptalın bir daha uyanmamasıdır.
"Ümit ve korku, aynı eve girmeye çalişan iki hırsız gibidir'
Gemiler hızla sürüklenirken denizde
Yelkenleri gevşetip ipleri çöz Rüzgârı yakala ve yoldaşlarını kurtar ki Adını hatırlasınlar.
Tehlikeli dalgaların yükseldiği yerlerden uzak dur
Artık her şey sana bağlı.
Seni, düşündüğünden daha iyi anlayabiliyorum. Kuvvetli olmak varken neden zayıf olasın ki? Ben sadece ken- dimi değiştirerek mutlu olmuyorum. Ben insanları değiş- tirmek istiyorum; zayıftan güçlüye... Bölünmüşlükten birlige... Rahatsız edici olandan kendi kaderinin efendisine... Kaçanlardan onlara yardım edene... Bin beş yüz yıldır kaçıyoruz. Artık durma zamanı gelmedi mi?"