Altıparmak Peygamberler Tarihi

Muinüd-dîn Muhammed Emîn Hirevî

Altıparmak Peygamberler Tarihi Quotes

You can find Altıparmak Peygamberler Tarihi quotes, Altıparmak Peygamberler Tarihi book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Nakl olunur ki Cüneyd-i Bağdadi "kuddise sirruh" anlatır: Bir gün dervişlerle birlikte Şeyh Sırri Sekati "kuddise sirruh" hazretlerinin ziyaretine gittik. Marifetullahtan bir söz söyledi. O anda kendinden geçti. Hissiz ve hareketsiz oldu. Bir müddet öylece kalıp sonra kendisine geldi. Bana (Ey Cüneyd, benim nereye gittiğimi biliyor musun?) dedi. (Bilmem) dedim. Şöyle anlattı: (Beni aranızdan aldılar. Arş-ı âlaya götürdüler. Hak teâlâdan bir hitāb geldi. (Ey Sırri!) o anda bütün azalarım birbirinden ayrıldı. Tekrar birleşti. (Ben halk ile nasıl olurum bilir misin?) buyurdu. (Bilmem ya Rabbi) dedim. Buyurdu ki (Bütün insanların ruhunu yaratıp) Ben sizin rabbiniz değil miyim dedim. (Evet) dediler. Dünyayı onlara arzettim. On kısma ayrıldılar. Dokuzu dünyaya sarıldı. Bir kısmı rağbet etmedi. Bunlara Cenneti arz ettim. On kısma ayrıldılar. Dokuzu Cenneti sevdi. Bir kısmı rağbet etmedi. Bunlara muhabbetimi arzettim. Dokuzu firar etti. Biri kaldı. Bunlara belâ ve musibet gönderdim. Dokuz kısmı tahammül etmedi. Bir kısmı kaldı. (Muradınız nedir?) dedim. (Sensin yâ Rabbi) dediler. (Ben size çok belâlar musallat ederim) dedim. (Belaları sen gönderirsin. Bize tatlı gelir) dediler. Hak teâlâ buyurdu ki, (Madem ki isteğinizde sâdık olup hiç bir şeye bakmadınız, belalarıma sabr ettiniz. O halde ben sizinim ve siz benimsiniz.)
Sayfa 138 - Berekat Yayınevi 1982 BaskısıKitabı okuyor
Naklolunur ki İbrahim aleyhisselâm evinde fazla misafir olduğu için yiyecek kalmadı. Mısır'da bir dostu var idi. Ona develerle adam gönderip bir miktar zahire istedi. O kimse vermedi. Develer boş döndü. Giden adamlar; ayrılalı çok zaman oldu. Şimdi bizden zahire beklerler. Boş dönmemiz olmaz deyip çuvallara kum doldurdular. Şehre girdiler. İbrahim aleyhisselâma durumu anlattılar. Çok üzüldü. Uyudu. Câriyelerin biri çuvalı açtı içini un dolu görüp ekmek pişirdi. Kokusu Halil aleyhisselâmın burnuna gelince mübarek başını kaldırıp bu ekmeği nerden pişirdiniz dedi. Mısır'daki dostundan gelen un ile pişirdik. Bu un Mısır'da, olan dosttan değil, zamandan ve mekândan münezzeh olan dosttan geldi buyurdu.
Sayfa 189 - Berekat Yayınevi 1982 BaskısıKitabı okuyor
Reklam
Nûh aleyhisselâma gemi yapması emrolundu. Yüz yirmidört bin dört adet tahta hazırladı. Cebrail aleyhisselâmın işaretiyle her tahtaya bir peygamberin ism-i şerifini yazdı. Ertesi gün oldu. Yazdığı isimlerin silinmiş olduğunu gördü, üzüldü. Hepsini yeniden yazdı. Ertesi gün yine silinmiş olarak buldu. Kalbi kırıldı. Tekrar yazdı. Yine silindi. Çok üzüldü. Hak teâlâdan vahiy geldi ki o isimlerin evvelinde benim ismimi ve sonunda Habibim Muhammed Mustafa'nın «sallallahü aleyhi ve sellem>> ismini yaz ki diğer isimleri şeytan silemesin. Nüh aleyhisselâm ağaçtan çiviler yaptı. Birincisine Hazret-i Vâcibü'l- Vücûdun ismini yazdı ve çaktı. Son olarak Habibullah'ın isminin yazılı olduğu çiviyi çaktı. O zaman âlem-i gaybden bir nidâ geldi ki: (Ya Nûh! gemin tamam oldu.) Nakl olunur ki, Nüh aleyhisselâm gemiyi tamamladı. Dört tane tahta arttı. Cebrail aleyhisselâma dedi ki: Yâ Cebrail, bütün peygamberlerin isimlerini yazdım. Dört tâne tahta boş kaldı. Bunları ne yapayım? Cebrail aleyhisselâm bunu Hak teâlâya arz etti. Hak teâlâdan vahiy geldi ki: Ey peygamberlerin büyüğü! O dört tahtaya Habibimin dört halifesinin isimlerini yaz.. Gemin o zaman tamam olur. Zira o dört kişi İslâmın dört direği gibidir.
Sayfa 225 - Berekat Yayınevi 1982 BaskısıKitabı okuyor
İbrâhim Aleyhisselâm'a İndirilen Suhuf'tan
Ey Adem oğlu, ne kadar dünyaya gönül bağlarsan, kalbinden muhabbetimi o kadar çıkarırım. Ne kadar dünyaya sarılırsan îmanının parlaklığını o kadar gideririm. Ey Adem oğlu seni dünyalık toplayasın diye halk etmedim. Bana ibadet edesin diye halk ettim. Mazlûmların bedduâsıyla dergâhıma gelme. Zira ben mazlumların duâsını elbette kabul ederim.
Sayfa 192 - Berekat Yayınevi 1982 BaskısıKitabı okuyor
İbrâhim Aleyhisselâm'a İndirilen Suhuf'tan
Sefer azığı hazırla ki gidecek yol uzundur ve günah yükünü hafif eyle ki azâb şediddir. Gemini sağlam yap ki deniz derindir. Amelini hâlis eyle ki Halık görücü ve bilicidir.
Sayfa 192 - Berekat Yayınevi 1982 BaskısıKitabı okuyor
Mûsâ aleyhisselamın kitabında: (O (Hazreti Muhammed) öyle mübarek zātdır ki, himmeti yüksektir. Fakirlerin habibi, zenginlerin tabibidir. O güzellerin güzeli, temizlerin temizidir. Sohbet esnasında mülayimdir. Taksim ederken ådildir. Muamelede doğrudur. Kâfirlere karşı sert ve şiddetlidir. Yaşlılara hürmet eder. Küçüklere rahmet eder. Az şey'e şükreder.
Sayfa 219 - Berekat Yayınevi 1982 BaskısıKitabı okuyor
Reklam
Hak teâlânın inayeti ve irādesi, canları bu karanlık âleme gönderince gıdalarını da rüzgâra ısmarladı. Canlara, gıdalarını bu rüzgâr vâsıtasiyle gönderdi. Bununla birlikte binlerce meleği de bu işe memûr eyledi. Şöyle ki bu melekler canlarının gıdâsı olan havanın insanların burun deliklerinden ciğerlerine kolaylıkla inmesine yardım eder. Böylelikle insanların muhtac oldukları en lüzumlu gıda olan havayı Hak teâlâ onlara bedava bahşetti. Zahmetsizce insanların ciğerlerine gönderdi. Bu havaya kendi kokusundan verdi. Can bu kokuyu koklayıp tâze hayat buldu. İnsan bir saatte bin defa nefes alıp verir. Bir günde, yirmidört bin deta câna, Rahmandan haber gelir. Rüha, Rahmandan haberini, bedenin her noktasına, kemiklerin iliklerine kadar sirâyet ettirmesi emr olunur. Can dosttan bu haberi aldığı müddetçe beden hayatta kalır. Bu haber kesilince, can bu tenden gider. Asıl vatanına kavuşur. Beden hareketsiz kalır.
Sayfa 119 - Berekat Yayınevi 1982 BaskısıKitabı okuyor
İbrâhim Aleyhisselâm'a İndirilen Suhuf'tan
Ey Adem oğlu, hiç bir gün yoktur ki sana yeni rızık göndermeyeyim. Sen ise buna karşılık melek ile bana günah gönderirsin. Rızkımı yersin, bana isyan edersin. Sonra duâ edersin, kabul ederim, istediğini veririm. Seni Cennetime davet ederim. Kabul etmezsin. Senin benimle yaptığın bu muamele insaf değildir.
Sayfa 192 - Berekat Yayınevi 1982 BaskısıKitabı okuyor
Alimlerimiz buyuruyor ki (La ilahe illallah Muhammedün Resûlüllah) güzel sözü yedi kelimedir. İnsanın da yedi tehlikesi vardır. Birincisi: Ölümdür. İmân ile mi ölür, yoksa ma'zallah küfr ile mi? Bu, büyük tehlikedir. İkincisi: Kabridir. Kabri aydınlık mı olur, karanlık mı? Üçüncüsü: Münker ve Nekir'dir. Bu meleklere doğru mu cevâb verir, yoksa şaşırır mı? Dördüncüsü: Haşr'dır. Haşrolurken yüzü ak mı olur, yoksa siyah mı? Beşincisi: Hesâb'dır. Hesabı kolay mı verir, yoksa zorlukla mı? Altıncısı: Mizân'dır. Sevabları mı ağır gelir, yoksa günahları mı? Yedincisi: Sırat'dır. Cennete mi gider, yoksa Cehenneme mi düşer? Hak teâlâ Hazretleri, bu kelime hürmetine kulunu bu yedi tehlikeden korur.
Sayfa 40 - Berekat Yayınevi 1982 BaskısıKitabı okuyor
İbrâhim Aleyhisselâm'a İndirilen Suhuf'tan
Ey Adem oğlu, duâ etmeyi ihmal etme. Duânı kabul etmekten aciz değilim. Ne kadar günah işlesen benden ümidini kesme. Benim rahmetim her şeyden çoktur. Ey Adem oğlu, istemeden sana îmân verdim. Zannediyor musun ki bu kadar istemene ve yalvarmana rağmen sana Cennet vermeyeyim. Elbette veririm.
Sayfa 192 - Berekat Yayınevi 1982 BaskısıKitabı okuyor
47 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.