Hz. İbrahim:
-Saadet; çalışıp kazanmak ve kazanılanları başkalarıyla paylaşmaktadır.
Hz. Musa:
-Saadet; nefsi, Firavun'un tutkuları gibi tutkulardan kurtarmaktadır.
Hz. Adem:
-Saadet; şeytana ve Havva'ya uymamaktadır.
Konfüçyüs:
-Bir tencere pirinç pilavına bütün lezzetleri sığdırmaktadır.
Platon:
-Daima yüce şeyleri düşünmektedir.
Aristo:
-Mantık! İşte saadet!
Zerdüşt:
-Saadet, karanlıkta kalmamaktadır.
Brahma:
-Saadet mi? Zannedilen şeyin aksidir.
Hz. İsa:
-Saadet; Maziyi unutmak, içinde bulunulan ani iyi değerlendirmek, geleceği düşünmemekle mümkündür.
Lokman Hekim:
-İnsanlar bu kelimeyi bütün dertlerini bir sözle ifade etmek
için icat etmişlerdir.
Hızır Aleyhisselâm:
-Saadet, tutkuların giremediği gönüllerde aniden görülen bir
hayalettir.
ancak ben varım. çünkü "hiç"im, "yok"um. varlığım hiçbir şeyle kayıtlı değildir. yok olma, kayıtlı olana vardır. hiçbir şeyle kayıtlı olmayan şey "varlık"tır. yalnız mutlak olan şey "var"dır.
... hemen hemen Ramazan ayının tüm gündüzlerini uyku ile geçirir, sözde oruç tutmuş olurlardı. Oruç tuttukları halde namaz kılmaya gerek görmeyenler de vardı; uzun bir namaz olan teravihe hiç biri yanaşmazdı. Ramazan ayının bitmesiyle birlikte bunların dinî duyguları da veda eder, giderdi. Ben bu durumu adeta mevsimi geldiğinde yeni bir elbise giyme alışkanlığı gibi görür ve her Ramazan ayı geldiğinde dindarlığın bu çeşidini hayretler içinde ibretle izlerdim.
- İsiminiz nedir? Diye sordu.
- Ahmet Râci.
- Ahmet Râci mi? (Gülerek.) Beşeriyetin ismini gasp etmişsin nûrum! Beşer cinsi o kadar âciz, zayıf ve muhtaçtır ki, hayatını ricâ ile geçirir. Râci demek, insan demektir.