İsminin tam anlamıyla Hayalin Derinliklerinden, insan aklına kolay kolay gelemeyecek hayalî durumlardan bahsetmekte; bu minvalde de birçok hikmetli öğütleri bünyesinde barındırmakta...
İnsan özenmiyor değil, dünya hayatının beraberinde getirdiği sorumluluklardan sıyrılıp, hayatını nâmutenâhî bir hakikat arayışına adamaya.
Eski dönemlerin insanının, bizler gibi geçim derdi, materyalist yaklaşımı, kapitalist tüketim alışkanlığı olmadığı için bu gibi derinliklere kendini adaması zor olmasa gerek... Ancak günümüz insanın gözünün önüne hakikat karşısında bu unsurlar sebebiyle bir perde inmiş bulunmakta.
Genel itibariyle kitap, Râci'nin Aynalı Baba ile mezarlıkta yaptığı konuşmalardan, gördüğü rüyalarından, rüyalarının muhtevasından ve çıkarılacak örneklerden, ikisinin ayrılıklarından sonraki ve Manisa tımarhanesinde tekrar bir araya gelmelerinin akabindeki serüvenden oluşmakta.
Râci'nin arayışını anlatmaya ne ilmim ne de lisânım yeterli gelir. Altıntılar üzerinden kitaba dair bir çok ipucuna ulaşabilir, çok da fazla "derinliklere" dalmamak sûretiyle sağlıklı bir okuma gerçekleştirebileceğiniz kanaatindeyim.
Faideli okumalar dilerim...
Viyana, 22 Mart 2024
A'mak-ı HayalFilibeli Ahmed Hilmi · Ravza Yayınları · 201717k okunma
Ben insanlardan o kadar çok ihanet ve hakaret gördüm ki, onlara kötülükte bulunmamak şartı ile şu zararsız, huzur verici hâl ve kıyafette ömür sürdürmeyi daha uygun buldum. Sözlerimi akıl ve kalp süzgecinden geçiriniz. Varacağınız netice ve kendiniz için çıkaracağınız hisse size ait bir faydadır.
Elhamdülillah bizim eve hastalık uğramaz. Ömrüm boyunca ben iki kere, benim hanım da üç kere hasta olduk. Çünkü her şeyimiz mümkün olduğunca düzenlidir; düzenli yer, düzenli yatıp kalkarız. Abur-cubur yemeyiz. Kısaca, binlerce elhamdülillah ve binlerce şükür...
İşte bu devirde neredeyse her konu, her şey anlaşılmış iken, anlaşılamayan bir muamma, çözülemeyen bir bilmece... Nedense insan, yaratılıştan tuhaftır; birçok şeye sahip olur, sahip oldukça hırsı daha da artar.