Amak-ı Hayal
Hüseyin SorgunSözler ve Alıntılar
Âlem… bir yığın… iğrenç heyûla!
Cemâl, bir oyun kemâl, bir yalan,
Aşk, bir hayâl. Zevk, bir yılan!
Lutfet bir ânı-ı nisyân,
Sayfa 120
Mutluluk...
Her insan, akıl ve vicdan sahibi herkes, hatta basit bir hayvan
bile, bu dünyada, ihtiyaç hissettiği andan itibaren mutluluğu aramaya başlar. Bu öyle bir kanundur ki, bütün tabiat kanunları değişse bile bu kanun değişmez.
-Efendi! Oğlunuz seviyor. Aşk hastalığına yakalanmış, dedi.
-Muhterem Efendi! Kimi seviyor?
-Hiç kimseyi... Aşkın en öldürücü olan şekli budur.
-Ey Büyük Âlim! Bize yol göster! Ne yapmamız gerekiyor?
Bunun çaresi ne? Oğlumuzun kurtulması için canımızı vermemiz
gerekiyorsa, verelim. Yeter ki ciğerparemiz kurtulsun.
- Efendi! Oğlunuzun bağrını yakıp kül eden "mutlak aşk"tır.
Güneş yanar, âlem döner,
Birgün gelir hepsi söner, Ey
sahib-i ilm-ü hüner, Bilir
misin sebebi kim?
Ne gelen var, ne giden var,
Ne solan var, ne biten var,
Ne gül var, ne diken var,
Bilir misin, sebebi kim?
Her zerre ferd yoktur eşi,
Acep bunlar kimin işi? Ey
kendini bilmez kişi, Bilir
misin sebebi kim?
Haktır desen mânâsı ne?
Sebep midir bir kelime?
Soruyorum sana yine, Bilir
misin sebebi kim?
"Ne güle bülbüle baki, a gözüm bağ-ı cihan,
Kime yar oldu, muradınca felek-i devr-i zaman"
Sayfa 22
Evett bu kitabı bana öneren Sabahattin Ali ve ilham olan sözleri. :)
İşte o zaman Başkan* ayağa kalktı ve:
-Ey Beşeriyet! Saadet, hayatı olduğu gibi kabul edip, insana
yüklediği yüklere razı olup, bunun daha iyi olması için gayret etmektir, dedi.
O sırada Beşeriyet ayağa kalktı ve:
-Ey Fahr-i Âlem Efendimiz! Beşeriyet'in dertlerini anlayan ve
bunun ilacını bulan yalnızca sensin! dedi
(Alıntısını yaptığım sözleri Kuyucaklı Yusuf kitabındaki Kaymakamın Yusufa saadet tarif ederken, ceza reisinin kitap verdiğini ve kitabın Amak-ı Hayal oldugunu derin bir kitap olduğunu kitabında zikreder)Kitabı okudu
ilmi hakikatlere higbir sey denile.mez, lakin bir hakikatin varlığı diger bir hakikatin varligina mâni olamaz.
Bazi vicdanlar, başlangıç ile sonu birbirinden ayiran bir çizginin önünde durup, orada kalamaz..
Ben bu hayati, dünyaya niye geldigimizi, ne olacagimizi, bizi göndereni anlamadan, terk etmemeye niyet ettim.
Âh ne olurdu ki, bu sorulara olumlu ya da olumsuz birer cevap verebilseydim!
Benim vicdanimi tahris eden sorularin, öyle basit cevaplari yok ve olamaz.
Sonunda ne olacagimizla ilgili gerçekle-ri inkar etmek igin, insanin hayvanca bir beyne, hissiz bir kalbe sahip olmasi veyahut, ilim ve fenni bilmemesi gerekir.
Tabi bu gerçekleri bilmeden onaylamak da saçmaliktir.Derdime ilim ve fende ilaç aradim fakat bulamadim. Sonra….. Bir garip aleme düstüm. Ihtimal ki simdiye kadar bu âlemde bulduklarim, nice endise ve dertlere gebe vicdanlari ikna etmeye yeterdi. Lakin ben?
Sayfa 172Kitabı okudu