Dinden korkmam ama dincilerden korkarım ben. Din bir düşünce tarlasıdır. Konuş konuşabildiğin, tartış tartışabildiğin kadar. Ama dinciyle ne konuşulabilir, ne de tartışabilirsiniz. Adam dondurmuştur beynini. Bilginin, aklın ışığı giremez oraya. Aklın olmadığı yerde de benim işim yok. Bakın çocuklar, akıllı olmayan insan sorgulamaz, yargılar. Hoşgörmez, katleder. Ilkeldir, sosyalleşmez. Uygarlık ise kadın ile erkeğin birlikte yürüyebilmesidir. İşte bu yüzden cehaletin en büyük korkusu kadındır. Kadın öğrenirse çocuklarına da öğretir. Öğrenme yeni devinimler getirir. Iktidarlar ve tutucu kesimler bunu asla istemez. Kadın hakları hep baltalınır. Eşitlik isteklerine katlanılmaz. Ne var ki kadınları okumayan toplumlar seksen yüz yıl sonra haritalardan silineceklerdir, göreceksiniz. Ama o güruh asla bunun nedenini anlamayacaktır!
"Bu fikirlerinle Lilith'e benziyorsun kız. Bilir misin onu?"
"Bilmez miyim! Adem babamızın ilk karısı. Başka bir sözle ilk anamız. Kadın gibi kadın işte. Güzel, endamlı, yaratıcı, doğurgan olduğu kadar onuruna düşkün biri. Ne var ki kocası tabansız. Sürekli baskı yapıyor ona. O da dayanamayıp Tanrı'nın söylenmemesi gereken ismini söyleyerek cennetten kaçıyor. Adem baba ise onun haklı isteklerine, eşitlik isteyen davranışlarına aldırış etmiyor. Belki de ediyordu da sonradan yazılmış kitaplar bunu yalanlıyor. Onları yazanlar var ya; sessiz, boyun eğen, kocasına ölesiye bağımlı kadınlar istiyorlar. O nedenle Lilith'i öldürüyorlar ya da hiç bahsetmiyorlar. Adem'in kemiğinden bir kadının yani Eva'nın yaratıldığını yazıyorlar. Büyük kiliselerin içini gez, Eva'nın resimlerine baktığında acırsın. Boyunları bükük, itaatkar. Meryem de farklı değil. Zavallı biri gibi çizilmişlerdir. Çünkü erkek milleti öyle birini ister. O resimleri bir kadın içseydi farklı çizerdi. Bir de yılan sözüne kanacak kadar saftirik bu Eva. Öyle olmasını da erkek yazıcılar istemiştir muhakkak.