Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ana Hatlarıyla Dünya Tarihi - 1

H. G. Wells

En Yeni Ana Hatlarıyla Dünya Tarihi - 1 Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Ana Hatlarıyla Dünya Tarihi - 1 sözleri ve alıntılarını, en yeni Ana Hatlarıyla Dünya Tarihi - 1 kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İnsanlar, üzerlerindeki kısıtlamalar ortadan kalktığında bencil canavarlar olmaya çok müsaittir, tarih bunu defalarca kanıtlamıştır, ancak öte yandan hırsı ve mutsuz olduklarında dürtüleri son derece trajik yerlere yönelir: Şiddetli ayaklanmalara, kemer sıkma ,politikalarına ve dinin güçlendirilmesine.
Bilim ve dinin karşıtlığı hakkında saçma sapan pek çok şey yazılsa da aslında böyle bir karşıtlık yoktur. Tüm bu dünya dinlerinin telkin ve iş görü ile ilan ettikleri şey, açıklığa kavuşan tarihin ve menzili genişleyen bilimin, insanların tek bir evrensel kardeşliği oluşturduğu, tek bir ortak kökenden geldiği, münferit hayatlarının, millet ve ırklarının karışıp melezleştiği ve onca yıldız arasındaki bu küçük gezegende sonunda ortak bir yazgıya varana dek kaynaşmaya devam edeceği şeklindeki makul ve ispati mümkün bir gerçeği gösterdiğidir.
Reklam
İnsanlar birbirini severse güçlüler zayıfları kurban etmez, çoğunluk azınlığı yağmalamaz, zenginler yoksulları küçümsemez, soylular aşağı tabakadan olanlara dil uzatmaz, düzenbazlar saf kimseleri kandırmaz.
İsaya, Öğretmenimiz dediler, senin dürüst biri olduğunu, kimseyi kayırmadan, insanlar arasında ayrım yapmadan Tanrı yolunu dürüstçe öğrettiğini biliyoruz. Sezar'a vergi vermek Kutsal Yasa'ya uygun mu, değil mi? Verelim mi, vermeyelim mi? Onların ikiyüzlülüğünü bilen İsa şöyle dedi: Beni neden sınıyorsunuz? Bana bir dinar getirin bakayım. Parayı getirdiler. İsa onlara, Bu resim, bu yazı kimin?» diye sordu. Sezarın dediler. İsa da onlara, Sezar'ın hakkını Sezara, Tanrı'nın hakkını da Tanrı'ya verin dedi. İsa'nın sözlerine şaşakaldılar.
Isa yola çıkarken, biri koşarak yanıma geldi. Önünde diz çöküp O'na, İyi öğretmenim, sonsuz yaşama kavuşmak için ne yapmalıyım? diye sordu. Isa ona, Bana neden iyi diyorsun? dedi. « lyi olan tek biri var. O da Tanrıdır. O'nun buyruklarını biliyorsun: Adam öldürme, zina etme, hırsızlık yapma, yalan yere tanıklık etme, kimsenin hakkını yeme, annene babana saygı göster. Adam, Öğretmenim, bunların hepsini gençliğim den beri yerine getiriyorum dedi. Ona sevgiyle bakan İsa, Bir tek eksiğin var dedi. Git neyin varsa sat, parasını yoksullara ver; böylece gökte hazinen olur. Sonra gel, beni izle. Bu sözler üzerine adarnın yüzü asıldı, üzüntü içinde oradan uzaklaştı. Çünkü çok malı vardı.İsa çevresine göz gezdirdikten sonra öğrencilerine, Varlıklı kişilerin Tanrı Egemenliğine girmesi ne güç olacak! » dedi. Öğrenciler O'nun sözlerine şaştılar. Ama Isa onlara yine, Çocuklar » dedi, Tanrı'nın Egemenliğine girmek ne güçtür! Devenin iğne deliğinden geçmesi, zenginin Tanrı Egemenliğine girmesinden daha kolaydır.
Geniş kitlelerin mutsuzluğu ve zihinsel tedirginliği, halk arasında yayılan yeni dini hareketlerde görülür. Küçük bir ülke olan Yahudiye'de hayatın kifayetsiz ve yanlış olduğu, bunu düzeltmek için bir şey gerektiğine ikna olarak halkın nasıl enfekte olduğunu görmüştük. Yahudilerin zihni tek gerçek tanrının vaadi ve kurtarıcı ya da mesihin geleceği fikriyle aydınlanmıştı. Roma İmparatorluğunda ise oldukça farklı fikirler yayılıyordu. Tek evrensel sorunun cevabını arıyorlardı: "Kurtuluş için ne yapmalıyız?" Hayattan nefret etmenin doğal bir sonucu, hayal gücünü ölüm sonrasına yönlendirmektir böylece bu havatın tum dertien ve haksızıklarından arınılır. Böyle bir telafi olduğuna duyulan inanç yaşanmakta olan sefaletin en büyük uyuşturucusudur.
Reklam
Marcus Aurelius
Kendisini tüm halkın hizmetkin olarak görürdü. Yurttaşların kaydı, dava zapnum rar ahlakın yücelmesi, düşkünlere yardım, kamu harcamalarının genel gladyatör gösterilerine kısıtlama getirilmesi, yolların bakımı, senato ayrıcalıklarımın iyileştirilmesi, liyakat almış sulh hakimlerinin atanması, yol trafiğinin düzenlenmesi gibi, onu meşgul eden sayısız işi vardı, sağlığı durumun bozuk olmasına rağmen sabahın erken saatlerinden akşamın geç saatlerine kadar çalışırdı. Makamı dolayısıyla oyun ve gösterilerde boy göstermesi icap ederdi, ama bu etkinlerde bile bir şeyler okur, ya da yazardı. Hiçbir şeyin aceleye gelmeyeceğine inananlardandı ve zamanı boşa harcamanın en büyük suçlardan biri olduğunu düşünürdü.
Avam tabakasının çoğunluğu yok sullaşıyor, öfkeleniyor ve prensiplerinden ödün veriyordu. Orta halli in sanlar arasında daha çok umut, macera ve hayal kırıklığı vardı. Malından mülkünden olan büyük kitle açıklanamaz şekilde yenilgiye uğramanın o belirsiz, şaşkın ve umutsuz hissiyle siniyordu ve bunlar bütün büyük devrimsel hareketleri hazırlayan şartlardı.
İsyan etmek için, tedirgin halkın bir lidere ihtiyacı vardır ve Roma cumhuriyetçiliğinin son yüzyılının tarihi, isyancı liderlerin ve devrim kar şıtı liderlerin tarihidir. Öncekilerin çoğu gibi halkın ihtiyaç ve mutsuzluklarını kendi çıkarları için kullanan vicdansız vurgunculardır. Bu dönemi anlatan çoğu tarihçi, aristokrat ya da şiddetle demokrat bir tarzda taraf tutma eğilimi gösterir, ama bu karmaşık ve çetrefilli çekişmelena iki tarafında da yüksek amaçlar ya da temiz eller yoktur.
Kamu işlerinin yüzeysel görüntüsü altında, bazen oy vermeye koşan, bazen şiddete yol açan büyük bir siyasi çaba vardı. Gerçek bir şiddet olmadığında ise senato ve finansörler kend korkunç yöntemlerini yürürlüğe soktular Sadece çok korktuklarında, ynetimdeki grup ya da partiler menfur politikalarından geri adım atıyor ve halkın iyiliğini önemsiyordu. O günlerde İtalyada halkın ifade şekli halk meclisi değil, aldatılan ve bastırılan bütün halkların haklı ve zaruri yöntemi olan grev ve ayaklanmalardı.
Reklam
Dışarıdan seçmenler bir mesele sebebiyle kente akın edecek olursa kötü kehanetleri bahane ederek seçimleri ertelemek her zaman mümkündü. Bu dış kaynaklı seçmenler silahsız gelirlerse gözleri korkutulur, silahlı gelirlerse de hükümeti devirmek için kumpas kurulduğu sesleri yükselir ve katliamlar yapılırdı.
İtalyada ne zaman yeni yurttaşlar yapılabildi oy hakkı kazsansa, bunları otuz eski kabilenin azınlığı ya da çoğunluğuna, ya da yeni kabilelerin azınlığına çekmek için özenle hazırlanmış hileler yapılır. Kabile olarak oy kullanıldığı için ne kadar çok ilave yapılırsa yapılsın, bü tün seçmenler bir kabilede toplansa bile, oyları sadece tek bir kabile oyu olarak sayılıyordu. Aynı şey eski ya da yeni birkaç kabilede toplandıkları durumlarda da geçerliydi. Öte yandan çok fazla kabileye yerleştirilirlerse lakin genel düşüncesine hitaben, oy saymanı olarak görevlendirildi. Daha bu kabilelerden biri etkisiz kalabilirdi. İşte bu siyasette hile yapan her kurnazın hayran kalacağı türden bir işti.
Günümüz dünyası temsil sorununu çözmekten ve toparlayıcı, aydınlatıcı, toplumun düşünce isteklerini ifade eden bir halk meclisi kurmaktan hala çok uzaktır. Seçimler hala, özgürce temsilci seçimini yetersiz iki siyasiye indirgeyen parti örgütleri karşısında çaresiz kalan seçmenlerin yaratıcı alay etmesinden ibarettir, ama yine de kullandığı oy, sıradan bir Romalının oyuna göre daha etkili bir araçtır, Roma tarihinin bu bölümüyle ilgilenen pek çok araştırma popüler parti, halkın oyları gibi konuları bugünkü gerçeklermiş gibi sunmaktadır. Ancak Romalı senatör ve siyasetçiler bunların pek araştırma net ve sağlıklı gerçeklikler olarak var olmadığını görmüştü.
Kendi kendini yöneten bir "milletle" ilk kez karşı karşıyayız; bu basit bir kent devletinin ötesindedir ve kendi kaderini tayin etmek ister.
314 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.