Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ankara Gönderileri

Ankara kitaplarını, Ankara sözleri ve alıntılarını, Ankara yazarlarını, Ankara yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Ya kendime, yahut karşımdakine kurşun sıkmış bir âşık olmadım, fakat sevilmemiş de sayılmam."
Sayfa 143Kitabı okudu
Yangının ikinci sabahı Ankara'nın dörtte üçü haritadan silinmişti.
Sayfa 142Kitabı okudu
Reklam
İşte bu minval üzere, ölenler, sevişenler, aç kalanlar ve susuzluktan bunalanlar ortasında Ankara yangını iki gün iki gece devam etti. Nihayet yakacak bir şey bulamadı söndü. Sıra açlığa, susuzluğa, sefalete, perişanlığa gelmişti.
Sayfa 141 - 1916 Ankara YangınıKitabı okudu
1916 Ankara Yangını
Neler görmedim... Saçlarından tutuşmuş kadınlar, yolda doğuran gebeler, cübbeleri alev almış hahamlar ve bütün bu kıyamet yerinde izbe köşeler bulup sarmaş dolaş olan aşıklar.
Sayfa 141Kitabı okudu
Bir meydanlığa rast geldim; Ankara Ermenilerinin zenginliğine delil olarak orada muvakkat bir abide kurulmuştu: Yangından kaçırılan yüz kadar piyanonun sıra sıra dizildiğini gördüm; üstlerine seçme, pahalı halılar serilmişti. Birden, kocaman bir yanık kütük geldi aralarına düştü; söndürmeye koşacak adam yoktu; o kütük bir kundak gibi çeyrek saate kalmadı, piyanoları tutuşturdu.
Sayfa 138Kitabı okudu
1916 Ankara Yangını
En korkunç, en büyük yangınlara alışkın olması lazım gelen bir İstanbul çocuğu sıfatıyla söylüyorum. Ankara yangınını görmeyenler Roma şehrinin nasıl yandığına, o dehşete, o kıyamete akıl erdiremezler.
Sayfa 136Kitabı okudu
Reklam
Ankara sokakları kadınsızmış :)
O zamanki Ankara sokaklarının başına sanki bir tünel turnikesi konmuştu; geçenlerden bilet sorulmazdı; fakat cinsiyeti muayene olunur, sanki dişiler geri çevrilirdi. Bir bekar adamı, kadın yüzüne değil, kadın gölgesine, çizgisine bile hasretti. Kadın şekli görmek için kadınlar hamamının önünde nöbet beklemek, kadın sesi duymak için komşunun duvarına kulak dayamak lazımdı.
Sayfa 133Kitabı okudu
Ankara koşullarına katlanmak bir nevi ibadetmiş :)
Bizde ölüm Allahın emridir ve yaşamak ise sanki, şeytanın emri... Emir değil, belki ta kendisiydi. Allahı memnun etmek ve şeytanı üzmek için en fena şekilde, en fena yerde, en zevksizce yaşamak tarzını seçmiştik. O mahiyette telakki ettiğimiz Allah, eski devir Ankara'sında oturandan herhalde çok hoşnut kalıyordu; şeytan ise diş gıcırdatıyordu: İgva için vesile yoktu !
Sayfa 132Kitabı okudu
Ankara böyle bir Ankara idi; insan parasıyla sefil olurdu. Öyle olmakla beraber benim tek emelim bu kasvetli kasabada barınıp kalmaktı: Hastanesi, doktoru, demiryolu vardı; bayat da olsa ilaç bulunuyor, candan da olmasa ahbap çıkabiliyordu.
Sayfa 132Kitabı okudu
Ankara
Hükumetin en küçük himmetinden, muhabbetinden uzak kalmış bir gamlı kasaba. Bu kasaba kirli bir dere kenarına yarı gömülmüş, unutulmuş, yatıyor; kayıtsız ayaklar altında eziliyordu.
Sayfa 122Kitabı okudu
Reklam
Ankara Ankara :)
İnsan böyle bir şehir karşısında bir ezginlik, bir dünyadan bezginlik, hayatın tatsızlığına, hiçliğine bir inanış, bir iman ediş duyar. "Ölümden sonra öbür dünyada rahat etme" felsefesine kanmış gibidir. Şu ağaçsız, bahçesiz, yolsuz ve şekilsiz kasaba; renkten, tenasübden, ahenkten mahrum belde olsa olsa bir "araf" dır, çilelerimizin sona ereceği ümidiyle girdiğimiz kasvetli ahret yolu istasyonunun bekleme salaşı !
Sayfa 120Kitabı okudu
Sosyalizm bu sokakları asfalt yapmadan ne Ay'a gitmeyi düşünür ne de Merih'e! Önce halkının karnını iyice doyurur. Üstüne başına düzen verir ve bir çatı verir.
Bir millete daima bir milli ihtiras ( güçlü istek) lâzımdır.
Her zafer bir fikrin gerçekleştirilmesine yaramalıdır. Bir fikrin gerçekleştirilmesine yaramayan zaferler boşa gider.
Hükümet Kadın
Ankara gibiydi... En ücra taşralarımda bir çift sözünün hükmü vardı...
Sayfa 26