İstanbul'daki tüm o görkemli camileri yapmış olan müminler oraya kendi ruhlarını, kendi imanlarını koymuşlardı...bu taşlar, mermerler, bronz eşyalar yaşamakta idiler...onların kişilikleri, ruhları vardı.
...Koca dört yüzyıldan beridir ki, İstanbul ölülere yaşayanlardan daha fazla yer ayırmıştır.Tıpkı bugün dün'ü tercih etmiş olanlara yaptığı gibi; zira, bugünü yaşatan dün'dür; ve geleceği sürekli kılabilecek tek şey de, geçmişin coşkusundan başkası değildir.