Cumhuriyet’in ilk yıllarındaki sistem değişikliğinden kaynaklanan buhran, Türkiye’yi farklı maksatlarla ziyaret eden iki Fransız’ın âşık olduğu iki Türk kadını üzerinden ele alınmıştır. Son derece yavan ve içerikten yoksun olan eser hem imla hem de tercüme bakımından da tam bir faciadır. Geçmişin inkârı üzerine kurulan yeni rejimin insanların hayatlarında meydana getirdiği değişiklik ve bunalımlara kısmen değinilmekle birlikte eser gezi tarzında iki aşk hikâyesine odaklanmıştır. 1930’ların Ankara’sı ile ilgili yetersiz de olsa fiziki ve sosyal gözlemler eserde yer almaktadır. Yazar kendince yeni rejimin geçmişi ve dinin dışlamasının sebeplerini aramaktadır.
Eserde yığınla imla hatası bulunmaktadır. Bir harfin bile yazımına dikkat edilen Fransızcadan tercüme edilen eserdeki imla hataları son derece yaygındır. Eserin tercümesi de tercümenin hiç de özenli olmadığını göstermektedir. Haliç’in Altın Boynuz, namazın dua olarak tercüme edilmesine kadar eserde çok sayıda tercüme hatası bulunmaktadır. Fransızca bilmemekle birlikte genel kültür bilgisiyle bile tespit edilen tercüme hataları gerçek bir inceleme yapıldığında herhalde durumun vahametini ortaya koyacaktır.