Anlama Yetisinin Yönetimi Üzerine

John Locke

Anlama Yetisinin Yönetimi Üzerine Quotes

You can find Anlama Yetisinin Yönetimi Üzerine quotes, Anlama Yetisinin Yönetimi Üzerine book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Doğru bilgiyi elde etmenin güvenilir tek yolu, zihinlerimizde şeylere ilişkin, belirlenmiş idelere bağlanmış adları olan, açık ve sabit nosyonlar oluşturmaktır. Çeşitli ilişki ve bağlantıları da dâhil, dikkate almamız gerekenler bunlardır; kendimizi, bir sapışa hizmet etmek üzere değişik anlamlar içerisinde kullanabileceğimiz değişken adlarla ve belirlenmemiş imlemlere sahip sözcüklerle oyalamamalıyız. Gerçek bilgi, idelerimizin birbiriyle bağlantısının ve çeşitli yanlarının kavranmasıyla ortaya çıkar; bir insan da bunların birbirleriyle ne ölçüde uzlaşıp uzlaşmadığını bir kez kavrayınca diğer insanların ne söylediği hakkında hüküm verebilir, bu sayede ve pek çoğu inandırıcı safsatalardan başka bir şey olmayan başkalarına ait iddialar tarafından yönlendirilmek zorunda kalmaz. Bu ona meseleyi doğru şekilde saptamayı ve ne yöne saptığını görmeyi öğretecektir, bu sayede kendi ayakları üzerinde duracak ve kendi anlama yetisiyle bilecektir. Oysa iddiaları ezbere derlediği ve öğrendiği takdirde, başkalarının uşağı olmaktan öteye gidemeyecektir; bir kimse kalkıp bunların üstüne inşa edildiği temelleri sorguladığında apışıp kalacak ve dolaylı edinilmiş bu bilgiyi terk etmeye mecbur kalacaktır.
Düşüncelere karşı, önceden saptadığımız üzere, anlama yetisini yanlış yönlendirmeye eğilimli bir taraflılık olduğu gibi, aynı şekilde çoğu zaman araştırma konularına karşı –bilgiye ve gelişmeye karşı da önyargılı olan bir taraflılık da vardır. İnsanlar, derinliğine bilgi sahibi oldukları bilimleri takdir etmeye ve yüceltmeye yatkındır; sanki
Reklam
İlkelerimizi rastlantıyla ve hiçbir sınamadan geçirmeden ediniyoruz, ardından da doğru ve sağlam oldukları kabulünden hareketle üzerlerine bütün bir dizgeyi oturtuyoruz; bütün bunlar çocukça, utanç verici, anlamsız bir bönlükten başka nedir ki?
Kalabalığın aklı zararlıdır, bu nedenle ondan hem haklı olarak şüphe edilebilir ve ona güvenilemez hem de sağlam bir kılavuz sayılıp takip edilemez, ama topluluğun katılığından ve ülkelerinin gözde öğretilerinden kendilerini sıyırmış filozoflar bile, genel kabulün desteklediği kanaatler kadar saçma ve aşırı kanaatlerin eline düşmüşlerdir. Ayaktakımı bunları bu amaçla kullanıyor diye, ortak havayı solumayı ya da susuzluğu suyla gidermeyi reddetmek deliliktir; aynı şekilde, ortak alışkanlıkların ulaşamadığı yaşam kolaylıkları söz konusuysa, bunların gündelik ülke modası içinde yer almaması ve köylülerin bunlardan habersiz olması bunları reddetmek için yeterli sebepler değildir.
eğitimin görevi, zaten söylemiş olduğum üzere, bence, onları herhangi bir bilimde yetkinleştirmek değil, kendilerini adadıkları zaman herhangi birinde en iyisini yapabilecekleri şekilde zihinlerini açmak ve hazır hale getirmektir.
Şu açıktır ki, pek çok insan zihinlerinin ilk edinimlerine kendilerini teslim ederler ve ilk sahip oldukları kanaatlerde son derece inatçıdırlar; çoğunlukla ilk doğan çocuklarına olduğu gibi ilk kavrayışlarına da düşkündürler ve vakti zamanında oluşturdukları yargıdan ya da bir kez kabul ettikleri sanı ve düşünceden asla vazgeçmezler. Zihnin bu sertliği ve katılığı hakikate duyulan bağlılıktan değil de önyargıya itaatten kaynaklandığı sürece bu, anlama yetisinin yönetimindeki bir hatadır. Bu, (aradığımıza inandığımız) hakikate gösterdiğimiz bir saygı değil, önyargıya yönelik akıl dışı bir biattır, ama rastlantıyla ışığı neye denk getirirsek, gözümüz de ondan başkasını görmez. Bu apaçık ki yetilerimizi akılsızca kullanmaktır ve onu kendi hâline bırakarak ilk karşısına çıkanın gücüne teslim etmek zihni kötüye kullanmanın daniskasıdır. Bu, (görevi, kendini istisnasız olarak nesnelerde bulduklarına uydurmak olan) anlama yetisi kanaatlerindeki inatçılığıyla şeylerin değişmez yapısını değiştiremediği ve bu yapıyı kendi aceleci belirlemelerine boyun eğdiremediği sürece, bilgiye ulaşmada doğru bir yol sayılıp takip edilemez, bu da zaten olacak iş değildir. Nasıl hayal edersek edelim, şeyler kendi hâlindedir ve bunların etkinlikleri, karşılıklılıkları ve ilişkileri hep aynıdır.
Sayfa 104Kitabı okudu
Reklam
63 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.