Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Annenin Genç Kadın Olarak Portresi

Friedrich Christian Delius

Annenin Genç Kadın Olarak Portresi Gönderileri

Annenin Genç Kadın Olarak Portresi kitaplarını, Annenin Genç Kadın Olarak Portresi sözleri ve alıntılarını, Annenin Genç Kadın Olarak Portresi yazarlarını, Annenin Genç Kadın Olarak Portresi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Roma'ya henüz yeni varmışlardı ki gene bir anda yalnız kalıvermişti karnı burnunda, tehlikeli yaban ellerde; yirmi bir yaşında, yardımsız yürüyemeyen, kendi ayakları üzerinde duramayan bir çocuk gibiydi; tümüyle yabancı bir yöreye ve tümüyle yabancı bir dile maruz kalan bir çocuk gibiydi.
Sayfa 11 - İthaki Yayınları - 1. Baskı, Ocak 2009, İstanbulKitabı okudu
"oysa İtalyanlar da bir vakit, tıpkı Almanların Führerlerinin peşinden gittikleri gibi, coşkuyla ve üstüne üstlük Almanlardan aşağı yukarı iki kat daha uzun bir süre, Ducelerine sadakat gösterip, ellerinde bayraklarla, resmi geçitlerle ve ilk savaş seferlerindeki fetihlerle, onun peşinden gitmişlerdi; yirmi yılı aşkın bir süredir ülkelerinin imparatorluğa yükselişinin keyfini sürüp gururunu paylaşıyorlar, Faşizmin ev yapımından trenlerin dakikliğine, dilenci ve sakatlardan arındırılmış sokaklardaki ve de zengin insanların yaşadığı Via Veneto'daki huzur ve düzene dair tektipleştirmeleri övgüyle karşılıyorlardı,"
Sayfa 81 - İthaki, 2009, 1. Baskı, Çeviri: Vedat ÇorluKitabı okudu
Reklam
"... İtalyanlar sohbeti seven, uzun masalarda oturan ve neşe içinde yiyip içen, eli mandolinli sokak çalgıcılarının eşlik ettiği bir halk olarak anlatılmıştı kendisine hep, ta ki bir gün İlse ona, Mussolini'nin, bundan böyle asla dört kişinin bir kahve ya da lokantada aynı masada bir arada oturamayacağını bildiren bir yönetmelik çıkardığını açıklayana dek; çünkü, daha büyük gruplar içinde komplocu kimi düşünceler filizlenebileceğinden korkuluyordu besbelli ki; savaşın gerektirdiği ve genel asayiş ve düzenin sağlanabilmesi için şüphesiz zorunlu olan onca yönetmelik; aylaklara yer yoktu, yine de buralarda, aylak oldukları izlenimini yaratan insanlar dolanıyordu ortalıkta; makyaj ayıp kabul edilse de bu çevrede makyajlı insap görmek mümkündü,"
Sayfa 80 - İthaki, 2009, 1. Baskı, Çeviri: Vedat ÇorluKitabı okudu
"Savaşta duygular yasaktı; sevinç çığlığı atılamıyordu, hüzünse derhal unutulmalıydı; insan tıpkı bir asker gibi, yüreğinin sesini gizlemek zorundaydı,"
Sayfa 72 - İthaki, 2009, 1. Baskı, Çeviri: Vedat ÇorluKitabı okudu
"rafları neredeyse boş olan dükkânlar terk edilmiş gibi görünüyorlardı; savaşta mücevher satın alınmaz, insanın karnı zil çalarken kim kravat alır ki, alsa bile cenaze için koyu renk kravat alır; ama kalın iç çamaşırı satılabiliyordu anlaşılan, ne de olsa evlerin çoğu ısıtılmıyordu; belki kışlık çamaşırlar da bir tek karaborsada bulunuyordu, Çünkü sıcak tutan her şey, yün ve pamuk, Bütün Yünler Anavatan'a parolasıyla, buz kesen Rusya'daki askerlere ayrıldığından, pamuk ve yünlü şeylere sahip olmak, Mihver'in kahramanca çarpışan askerlerine yönelik bir ihanetle eş tutuluyordu,"
Sayfa 67 - İthaki, 2009, 1. Baskı, Çeviri: Vedat ÇorluKitabı okudu
"susmak da bir silahtır, sözler de bir silahtır,"
Sayfa 58 - İthaki, 2009, 1. Baskı, Çeviri: Vedat ÇorluKitabı okudu
Reklam
"Hitler ve Mussolini gibi Tanrı vergisi hükümet büyükleri hakkında ağzından çok ender iyi söz çıkan İlse için endişeleniyordu; daha birkaç gün önce, Hitler'in hep Zayıflık gösterilmemeli, dediğini söylemişti, ama insan böyleymiş maalesef; Mussolini ise Düşmandan nefret edilmeli, diye buyuruyormuş, ama |lse'nin tanıdığı İtalyanlar birilerinden nefret etmekten hoşlanmıyorlarmış, kendi de nefret etmekten hoşlanmıyormuş, hem neden İngilizlerle Amerikalılardan nefret etsinmiş ki,"
Sayfa 50 - İthaki, 2009, 1. Baskı, Çeviri: Vedat ÇorluKitabı okudu
"Zaferler olmadan güzelim Almanya'nın hali nice olur, bunu düşünmek bile zordu; bunu düşünmek yasaktı, o da bunu düşünmeyi yasakladı kendine,"
Sayfa 42 - İthaki, 2009, 1. Baskı, Çeviri: Vedat ÇorluKitabı okudu
"...cephelerde her gün onca insan ölüyor, her kafa bir yaşam, her yaşam bir armağan, her yaşam başka bir yaşamın merkezi; her gün ölenlerin sayısının buradaki adamlardan binlerce fazlası olduğunu biliyordu bilmesine, ama buradaki bunca değişik kafaya bakarak tek tek her yaşamın ne demek olduğunu, ne kadar umut, ne kadar çaba, ne kadar sevinç ve acı olduğunu hayal edebilmek daha kolaydı; yine de hayal gücünün ne denli sınırlı kaldığını hissetti; çünkü temelde sadece bir yaşamı, kendisini en çok harekete geçiren ve belirleyen yaşamı düşünüyordu;
Sayfa 38 - İthaki, 2009, 1. Baskı, Çeviri: Vedat ÇorluKitabı okudu
"İtalya'da uluorta öpüşmenin ayıp sayıldığını, sevgili ve nişanlıların parklarda öpüşmeleri halinde cezalı duruma düştüklerini, evlilerinse zaten açıkta öpüşmekten kendiliklerinden kaçındıklarını, Faşistlerin, fazlasıyla edepli insan olmak istedikleri için, öpüşme ve gülme gibi edebe aykırı davranışlara anlayış göstermediklerini anlatmıştı,"
Sayfa 37 - İthaki, 2009, 1. Baskı, Çeviri: Vedat ÇorluKitabı okudu
33 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.