Gözlerini gözlerimden ayırmadan ağır ağır elini kaldırdı. Yıllar yılı antrenmandan ve dövüşten nasırlaşmış parmak uçları şefkatle yanağımı okşadı. "Seni seviyorum Alex. Hep de seveceğim."
Apollo genzini temizledi. "Görüyorum ki bazı şeyler asla değişmiyor."
Kaşlarımı çattım. "Ne demek bu şimdi?"
"Anlarsın ya, âşık âşık göz süzmeler falan. Hem de karşınızda -öhö- benim gibi bir tanrı dururken."
Seni, açlığını doyurabilecek tek şeyin hasretini çeken bir adam gibi izliyordu.
Gözlerim fal taşı gibi açıldı,vücudum kızarıp kırmızının bin bir tonuna büründü. "Vay be..."