Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Beyrut Günlüğü

Apo'nun Ayetleri

M. Selim Çürükkaya

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
"Mahkemelerimizin amacı; kişileri benim doğru yoluma getirmektir. Öldürmenin amacı da budur, sonra hapise koymanın amacı da budur; işkencenin, bilmem neyin amacı da budur. Nitekim yola geliyorlar, söylediklerimi kayıtsız şartsız onaylıyorlar. Düşündüğüm gibi düşünüyor, kullandığım kelimeleri tekrarlıyorlar. Kendileri düşünmekten düşünce üretmekten vaz geçip, benim onlara hazır olarak sunduğum düşünceleri savunuyorlar. Hepsi birbirinin benzeridir. Enselerine vur, ekmeklerini ellerinden al. Çok zavallılar, Türk ordusu karşısında kurbanlık koyundurlar. Koyun oldukları için düşünce üretemiyorlar ya. Her zaman söylüyorum: 'Siz kurbanlık koyunsunuz' diyorum. `Evet Başkanım.`diyorlar.
1974`te Kürdistan`da pek fazla kimsenin inanmadığı PKK`ye ben inanarak katıldım. Bu gün çok sayıda insanın inandığı "PKK`den" ben inanmayarak kaçtım. Bu benim değişikliğimle izah edilemez. Ben yüz seksen derece tersine değişmedim. Tam tersine deney, tecrübe ve bilgim; bunlarla birlikte kararlılığım arttı. İlk mücadeleye başladığımda inandığım gibi, bu günde Kürt halkının kendi özgücünü kullanacağı, özgür silahlarla bağımsızlığını kazanacağına inanıyorum. Ama değişen, tersyüz olan bir şey var ortada. PKK! Evet PKK tersyüz edilmiştir. PKK artık "PKK" değildir. Bugün böyle bir parti ortada yoktur. Ulu Önderimiz, partiyi ortadan kaldırmış, kendisini partinin yerine koymuştur. Ulusun iradesi, ulusun öncüsü parti değil, ulu önderimizdir. Ulu önderimizin her kararı, aynı zamanda ulusun kararıdır. Ulu önderimiz kendine göre bunun teorisini de yapmıştır.
Reklam
"Ben yazdığım için suçlu değil, o yazdıkları mi yaptığı için suçludur."
70 yıl önce İstanbul`a parti kurmaya giden Mustafa Suphi, Mustafa Kemal`in emriyle Karadeniz’de boğdurulurken, Edip de aynı amaçla İstanbul`da iken, ulu önderimizin emriyle başı çuvalın içine geçirtilip boğduruldu. Sıra cesedi imha etmeye geldiğinde, Edip`i boğanlar, başına çuval geçirilmiş cesedi İstanbul`un bir çöplüğüne götürüp, üzerine benzin dökerek yakıyorlar.
Kayıp listesi o kadar uzun ki, cezaevinden çıkıp dışarıyı öğrendikten sonra nerede ise bir kuşağın yok olduğunu gördüm. Türk devletinin öldürdüklerinin isimleri, resimleri, öyküleri vardı. Diğerlerinin ne isimleri, ne resimleri, ne öyküleri, ne de mezarları vardı. Ve işin en kötüsü bunların akibetini sormak suçtu!
"Lübnanlı yazar Halil Cibran'ın müzesini de ziyaret edebildim. Cibran'ın yazarlıktan başka resamlığı da varmış. Müzeyi gezince onun sözlerini içimde tekrarlamadan edemedim "Eyvah! O ulus ki, dört parçaya bölünmüş, her parçası kendisini bir ulus sanıyor! Eyvah! O halka ki, kahramanlara ihtiyaç duyar hale gelmiş!"
Reklam
Bir Maraş`lı, bana yaşlı bir kadın`ın öyküsünü anlattı: Maraş`lı kadının genç kızı bağımsızlık mücadelesine katılmak amacıyla evden ayrılmış, aradan yıllar geçince, kızının Bekaa da öldürüldüğünü duymuş ve çıldırmış. Yoldan yürürken genç bir kızın sesini duyduğunda, hemen arkasına döner, iki elini ileriye doğru uzatır, gözlerini yumar ve `Elif, Eliiif, Eliiiiiif ` diye bağırırmış. Kimse karşılık vermeyince, bu kez yana dönüp aynı ismi tekrarlarmış, yine karşılık alamayınca öne, sonra yana dönermiş, hep böyle yana yana, döne döne, Eliiiiif diye diye yürürmüş.
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.