Eskiden portre ressamları vardı. Onlara "porte ressamı" denirdi. Ara`ya da, bundan yola çıkarak "portre fotoğrafçısı" diyebilir miyiz?
Bence, evet.
Onun, "insan manzaraları"nın tümü, zaten tek ya da toplu portrelerden oluşmuyor mu?
Ara`nın objektifinin gördüğünü nedense bizlerin gözleri görmüyor. (Bunu kendimden biliyorum: Hiçbir zaman Ara`nın fotoğrafındaki gibi görmedim yüzümü.)
Bir kadraj, bir ışık sorunu değil bu. Ne sorunu olduğunu bilmiyorum. Sanatın ne olduğunu bilmediğim gibi.