Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Arifler Yolunun Edepleri

Seyyid Muhammed Saki Elhüseyni

En Beğenilen Arifler Yolunun Edepleri Gönderileri

En Beğenilen Arifler Yolunun Edepleri kitaplarını, en beğenilen Arifler Yolunun Edepleri sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Arifler Yolunun Edepleri yazarlarını, en beğenilen Arifler Yolunun Edepleri yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Manevi silsile, bu yolun emniyetidir. Büyük zatlar bu silsile ile ilâhî aşkı, feyzi, ilmi, edebi, ahlâkı ve emaneti birbirlerinden alarak yaşamış ve kendilerinden sonrakilere aktarmışlardır. Onları takip edenler, tehlikeden emin olur. Kendi başına kalan kimse, tehlike ve bidattan kurtulamaz.
Büyük sâdâtlar, ulu arifler edep ve takva yolunda nasıl rehberlik yapılacağını herkese göstermişlerdir. Onları takip etmeyen kimse yanılır, zarar eder, zarar verir.
Reklam
Bütün ibadetlerin özü, yüce Allah'a karşı samimiyet ve ihlastır. İhlassız amel, ruhsuz insan gibi ölüdür, faydasızdır.
Tasavvur buyurun Tarikat-ı aliye nasıl bir ilim-irfan mektebidir ki, körlükten kurtulup şaşı haline geliyor. Daha da çok çalışabilirse, Allah-u Teâlâ onu gören göz de yapar. Binaenaleyh nefs-i mutmainne'de nefis ruha teslim olur, Allah-u Teâlâ'nın hükümlerine rızâ gösterir. Ârifler, nefsin mülhime ve mutmainne derecelerindedirler. Bu dereceler Fenâfillâh makamında tecelli eder. Burada ihlâsla ibadet ve taatına devam ederse, Allah-u Teâlâ'nın bütün emirlerine boyun büktüğü zaman; Râziye'ye, Mardiyye'ye çıktığı gibi, Nefs-i sâfiye'ye dahi çıkabilir. Ey mutmainne nefis!" diye başlayan Âyet-i kerime'nin sonunda: "Gir cennetime!" (Fecr: 30) İfadesi yer almaktadır. İşte gerçek saadet ve selâmet bundan ibarettir. ......
238 syf.
·
Puan vermedi
Zâhirinde ve bâtınında edep hali üzere bulunmadan kim Hak yoluna girebilir? Nasıl yürüyüp mesafe alabilir? İslâm bütünüyle edep dinidir. Allah'a, insanlara, bütün mevcudata karşı edep. Tasavvuf yolunun başlıca hedefi de, hakiki kulluk edebine erişmektir. Bu da belli usul ve erkâna riayetle mümkündür. S. Muhammed Sâki Haşimî “Ey Mutmainne olan nefis! Sen ondan, o da senden razı olarak Rabbine dön.” (Fecr, 89/27, 28) Helâline sarılmak nefsin ruha bağlılığına, nâmahremle kucaklaşmak nefsin ruha itaatsizliğine işarettir.
Arifler Yolunun Edepleri
Arifler Yolunun EdepleriSeyyid Muhammed Saki Elhüseyni · Semerkand Yayınları · 2016780 okunma
İstikameti ve tek hedefi Allah rızası olan kimsenin,sünnet edebi üzere güzel kulluk ve hizmet etmekten başka bir arayışı varsa aldanmıştır ...
Reklam
238 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
337 günde okudu
Kitap tasavvufla ilgili merak edilen her şeyi ayrıntılı ama öz bir biçimde vermiş. Aklımdaki soru işaretlerini giderdi. Bölümler halşnde yazılması yalın bir dil kullanması belli bir cemaate mensup olarak yazılmakla birlikte Peygamber (sav) ve ashabıyla ilgili yaşanmış örnekler vermesi çok hoşuma gitti bence genel olarak tasavvufu merak edenkerin okuması gereken bir kitap.
Arifler Yolunun Edepleri
Arifler Yolunun EdepleriSeyyid Muhammed Saki Elhüseyni · Semerkand Yayınları · 2016780 okunma
Büyük âriflerin belirttiği gibi; manen hasta bir müridin mürşidinden tedavi olup fayda görmesi için şu üç şey çok önemlidir: 1. Mürid, önce kendisinin hasta olduğunu kabul etmeli, sonra kâmil bir mürşidin elinde irşad olma ve manevi hastalıklarından kurtulma arzusunda samimi olmalıdır. Kendisini hasta kabul etmeyen kimse doktor aramaz, arayışında samimi olmaz, bu kimse doktoru bulsa bile teslim olamaz. 2. Mürid, kalbinin doktoru olan mürşidine güvenmelidir. Onun manevi tedavi işinde ehil olduğuna kesin olarak inanmalıdır. Çünkü kâmil mürşidin bu işteki ehliyeti önceki mürşid tarafından tasdik ve ilan edilmiştir. Mürşid, ümmetin önüne çıkmadan önce çok ciddi bir terbiyeden geçmektedir. Nefsin bütün sıfatlarını tanımakta, onun hastalıklarını ve tedavi yollarını bilmektedir. Kendisi nefsin mutmainne makamını geçerek Allah Teâlâ’nın sevgili bir kulu olmuş ve bundan sonra kendisine irşad izni verilmiştir. 3. Mürid, mürşidinin verdiği manevi reçeteyi aynen uygulamalıdır. Mürşide güvendiği gibi onun verdiği ilaçlara da güvenmeli ve nefsine acı da gelse onları sabırla ve gönül hoşluğu ile devamlı içmelidir. Bu şartlara uyan kimse -inşallah- derdine derman bulacak, kalbi Allah ile huzura kavuşacaktır.
Necmeddin-i Kübrâ (k.s) der ki: “İki zikir bir yerde bulunmaz. Devamlı eşyayı zikir ve dert eden kimse Allah’ı gerçek olarak zikredemez. Allah’ın zikrine dalan kimse de kalbini eşya ile meşgul etmez. Hz. Peygamber (s.a.v) devamlı Allah Teâlâ’yı zikrederdi.
Sayfa 119Kitabı okudu
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.