Asilzade Yuvası

Ivan Turgenyev

Asilzade Yuvası Hakkında

Asilzade Yuvası konusu, istatistikler, fiyatları ve daha fazlası burada.

Hakkında

Rus edebiyatının klasik yazarları arasında en şiirsel dile ve en asil karakterlere sahip yazarlardan biri olan İvan Turgenyev (1818-1883), Dostoyevski'nin tam tersi mizaca sahip kardeşi gibidir. Dostoyevski ne kadar tartışmacı, şüpheci, kaygılı karakterler yarattıysa, Turgenyev de o kadar anlayışlı, kararlı, aydınlık karakterler yaratmıştır. Belki de bu yönüyle, dönemin Avrupa edebiyatında hızla üne kavuşmuş ve Rus edebiyatının tanınmasına öncülük etmiştir. Asilzade Yuvası, dönemin Rus soylularının hayatını anlamak için temel bir eserdir. "Lüzumsuz adam" karakterini inceleyen Rudin ile "nihilist" karakteri inceleyen Babalar ve Oğullar arasında yazılmış olan Asilzade Yuvası, iki romanın buluşma noktasıdır. Soylu bir ailenin pastoral hayatında köylülerin özgürlüğünden aşk ve ahlak ilişkisine dek birçok konu ilk kez bu eserde cesurca ele alınmıştır.
Çevirmen:
Sabri Gürses
Sabri Gürses
Tahmini Okuma Süresi: 8 sa. 10 dk.Sayfa Sayısı: 288Basım Tarihi: 2014Yayınevi: Islık Yayınları
ISBN: 9786056469923Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak
Reklam

Kitap İstatistikleri

Kitabın okur profili

Kadın% 54.5
Erkek% 45.5
0-12 Yaş
13-17 Yaş
18-24 Yaş
25-34 Yaş
35-44 Yaş
45-54 Yaş
55-64 Yaş
65+ Yaş

Yazar Hakkında

Ivan Turgenyev
Ivan TurgenyevYazar · 57 kitap
Ivan Sergeyeviç Turgenyev, 9 Kasım 1818 tarihinde Orel şehrinde varlıklı bir ailede doğmuştur. Annesi Varvara Petrovna Lutovina, babası Süvari albayı Sergei Nikoleviç Turgenyev’dir. Aile 1827'de Moskova'ya taşınır. Babası 1836 yılında vefat eder. Ivan Sergeyeviç Turgenyev, özel okullarda eğitim görüp, özel öğretmenlerden dersler alır. Henüz bir çocukken; Almanca, İngilizce ve Fransızca'yı anadili gibi konuşmaya başlar. Yüksek öğrenimi için önce Moskova’ya oradan da St. Petersburg’a geçen İvan, Rus dili ve edebiyatı eğitimini kendi ülkesinde tamamladıktan sonra Almanya’ya gider ve 1838-1841 yılları arasında Berlin Üniversitesi’nde felsefe okur. Daha sonra St. Petersburg’a geri dönüp iki yıl kadar bir devlet kurumunda çalışır. Ivan Sergeyeviç Turgenyev, Fransa’da tanıştığı “Gustave Flaubert” ile sıkı bir dostluk kurarak, daha sonraki yıllarda gerçekçilik akımının öncülerinden biri olmuştur. Ivan, ilk olarak 1850 yılında “Lüzumsuz bir Adamın Günlüğü” adını verdiği novellasıyla, ölümünden birkaç gün önce zihninden geçenleri not defterine aktaran bir yazarın hikâyesini anlatarak, yakın çevresine adını duyurur. Şöhretini ise 1852 yılında “Bir Avcının Notları” ile pekiştirir. İvan gençlik yıllarında özel eğitiminden geri kalan zamanları avcılıkla geçirmiştir. Yapıtlarındaki ince duygulu karakter çizimleri, lirik-müziksel dil onu Rus gerçekçiliğinin temsilcisi yapmakla kalmaz, dünya edebiyatının büyükleri arasına da sokar. Turgenyev, eserlerinde serflik ilişkilerinin insana aykırılığını, feodal-aristokrat Rusya'nın yıkılışını, yeni burjuva-demokratik güçlerin yükselişini gerçekçi biçimde yansıtmıştır. Batıyla Doğu arasında kendini sıkışmış hisseden yazarın Çarlık Dönemi’nin Rus entelektüellerini irdelediği “Asilzade Yuvası" adlı romanı 1859 yılında yayınlanır. 1859 yılında annesi de ölünce, geriye kalan topraklar serfler ( toprak ağası adına çalışan köylü) arasında dağıtılırken Turgenyev’e de tüm hayatını rahatça idame ettirebileceği yüklü bir miras kalmıştır. Böylece dünyevi sorunlardan kurtulan yazar başyapıtı, “Babalar ve Oğullar” üzerinde çalışmaya başlar. Gençliğinde köylü kızlara duyduğu ilgiyi ve bu ilişkilerden doğan bir gayrı meşru kızını saymazsak Turgenyev hiç evlenmemiş, babalığını üstlendiği bir çocuk sahibi olmamıştır. Özel hayatı, gönül maceraları pek bilinmeyen Turgenyev’in otuzlu yaşlarda tanıştığı Pauline Viardot ise umutsuz bir aşk macerası olarak yaşamına damga vurmuştur. Altı farklı dili konuşabilen, iyi bir piyanist ve şarkıcı olan sevgilisi evli olduğu için bu çiftin yarı fiziksel, yarı duygusal beraberliği kısa süreli ilişkiler şeklinde uzun yıllar devam eder. Bozkırda Bir Kral Lear (1870), Ham Toprak (1877) gibi eserleri eleştirmenlerden beklediği tepkiyi alamadı ve kendini mutsuz hisseden Turgenyev, son kez ülkesini terk edip hayatının son dönemini bir türlü vazgeçemediği kadının, Pauline Viardot’nun yakınlarında, Paris’te geçirdi. Ivan Sergeyeviç Turgenyev, 3 Eylül 1883 tarihinde Fransa'da Paris yakınlarındaki Bougival kasabasında öldü. Ölmeden önceki arzusu uyarınca naaşı Rusya'ya getirildi ve Belinski'nin mezarının yanına gömüldü.