Düşündüm ki aynı kitabı okursak aynı alemin içinde yolculuk da yapmış oluruz. Böylece okuduğumuz romanın dağlarında, denizlerinde, şehirlerinde, sokaklarında, yollarında, evlerinde, hanlarında birlikte gezmiş oluruz. Çünkü okumak özgürlüktür.
Hani yakalandığı kanser illetini bir miktar rahat yaşasın diye ihtiyaç duyduğu ilaçları alabilmek için beldesine gelmiş bakana derdini anlatmaya uğraşan üç numara tıraşlı kıza dilenci muamelesi yapan bakanın kızın eline para sıkıştırıp, dünyanın bütün kameralarının önünde, parayı kasten "Düşürme ha,çok var orada," dediği an var ya. İşte o an kopmayan kıyametin...