Kitapta iki ana karakterimiz var. Hayallerini gerçekleştirmek için ülke ülke gezen Menekşe ve ünlü iş adamı, İtalyan badem şekeri Ricardo La Rossa.
Tanışmaları biraz klasik başlıyor, kitap klasik kurgu üzerinden ilerliyor ama Tuğçe Sargın kelimeleri, cümleleri ile karakterlerin duygusunu okuyucuya çok güzel yansıtmış. Kitabın ilerleyişini tahmin etmeme rağmen Rico ve Menekşe arasında geçecek diyalogları, Menekşe'nin ruh halini, Rico'nun jestlerini ( ahh tatlım benim) merak ederek okudum ve zaten bir gecede bitirdim kitabı.
Ama yazara çok kıl olduğumu da belirtmeden edemeyeceğim. O son neydi öyle ya. Rico halleder, Menekşeyi mutlu edecek bir şey bulur derken "N'oluyor yahu?" oldum. Aslında sonradan düşününce böyle bir sonun daha iyi olduğunu düşünmeye başladım.
Her zaman hikayelerden gökten 3 elma düşmüyor, her zaman her hikayenin sonu sonsuza kadar mutlulukla bitmiyor. Bunu da fark etmek lazım.