Tahir’e demişler ki:
“Senin yanıp tutuştuğun Zühre bir çirkin kız. Bunca güzel kız varken nasıl oldu da böyle çirkin bir kıza gönül verdin?”
Tahir de demiş ki;
“Ah! Siz o Zühre’yi bir de benim gözümle görebilseniz!”
Tahir’e demişler ki:
“Senin yanıp tutuştuğun Zühre bir çirkin kız. Bunca güzel kız varken nasıl oldu da böyle çirkin bir kıza gönül verdin?”
Tahir de demiş ki;
“Ah! Siz o Zühre’yi bir de benim gözümle görebilseniz!”
Düzen ve düzence istediğin, güven ve güvence istediğin, ama bunlara istediğin biçimde kavuşamadığın, dünyamızı düzencesiz ve güvencesiz bulduğun için, düzenin ve güvenin düşmanı oldun.
Özlediğimiz her şeyin ancak başkalarıyla – hatta onları tanımasak bile – birlikte yaşadığımız bir dünyada bize gerekli olabileceğini ilk kez ayrımsadı.
İşte kimsesiz, canlısız bir dünya da her şey vardı ve hiçbiri ona gerekmiyordu.