Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Atatürk Muhaliflerinden Portreler 1

Yalçın Toker

Atatürk Muhaliflerinden Portreler 1 Sözleri ve Alıntıları

Atatürk Muhaliflerinden Portreler 1 sözleri ve alıntılarını, Atatürk Muhaliflerinden Portreler 1 kitap alıntılarını, Atatürk Muhaliflerinden Portreler 1 en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
şu an çoğu milletvekilinin paraya tapması...
Mehmet Şükrü (Koç, Afyon): “Efendim: yalnız gerçeklerden söz edeceğim için sözlerim pek acı olacaktır. Bu yüzden değerli üyelerin beni bağışla­malarını rica edeceğim. Bir ödenek ve yolluk mese­lesi için üç celse yaptık. Vatan ve milletin durumuy­la ilgili konuları böyle ses çıkarmadan dinleyip konuşabilmiş miydik? Üzgünüm ki onu görüşemedik. Bunu görüştük. Her iş bir bedel karşılığındadır, maaşlar da ve­rilen hizmetin karşılığıdır. Aldığımız karşılıklar bü­yüktür. Bize verilen ödenekle insan geçinebilir. Bu­nun azlığından, çokluğundan söz etmeyelim. Az çok ne ise yorganımıza göre ayağımızı uzatarak işi­mizi yapalım. Kendi ödenek ve maaşlarımızla uğra­şırken temsil ettiğimiz insanların hakkımızda ne düşündüklerini öğrenmeliyiz. Onlar daima bizlere sitem ediyorlar. Bu yüzden biz bir sene için bu öde­neği kabul edelim ve bununla yetinelim. İşlerimize bakalım, çalışalım.”
Sayfa 78 - toker yayınları /pdfKitabı okudu
Bir başka Kürt aşireti Reisi Diyap Ağa ise Dersim milletvekili sıfatıyla, en kritik günde ortaya atıldı.. Yu­nan Ordusu'nun Polatlı’da başkent Ankara'ya dayandı­ğı, başkentin Ankara’dan Kayseri’ye taşınmasının gö­rüşüldüğü korkulu günlerde Meclis kürsüsüne çıktı. “Biz buraya kaçmağa değil, savaşmaya geldik!” diye bağırdı. Korkuya kapılmış olan milletvekillerine moral vermeye çalıştı.
Sayfa 6 - toker yayınları / pdfKitabı okudu
Reklam
Bolşevikler Azerbaycan'a girer girmez üç, beş, on gün duruyorlar, adaletli davrandıklarını göster­mek istiyorlar, ama sonra Gence'de Ermenileri kış­kırtıyorlar. Onlar Bolşeviklerden bir kaç adam öldürüyor. Derken bir karışıklık, Nuri Paşa da Bolşevik­ler aleyhine bir eğilim gösteriyor. Her şey karmaka­rışık oluyor. Karabağ ve o yöresinde, on gün
Sayfa 129 - toker yayınları /pdfKitabı okudu
Ahmet Nafiz Özalp (Samsun): Efendim siya­set çok garip yüzler gösterir. Zaman geçtikçe siya­setin gerçek yüzü de ortaya çıkar.
Sayfa 118 - toker yayınları /pdfKitabı okudu
4 Ocak 1919’da yazar Halide Edip Adıvar, İç işleri Bakanı Ali Kemal, Hüseyin Avni Bey ve arkadaşları tarafından kurulan Wilson Prensipleri Cemiyeti’nin amacı, Amerika’nın mandaterliği altına girmemiz yönünde çalışma yapmaktır. Nitekim aralarında Refik Halit Karay’ın da bulunduğu ilk yönetim kurulu, Amerikan Başkanı Wilson’a baş vurmuş ve mandaterliği kabul etmesini istemişlerdi. Fakat Amerika, o sırada Türkiye’de incelemelerde bulunmuş olan Amerika’lı General Harbord’un “Türk halkının çoğunluğu Amerikan mandası istemektedir, fakat Amerika bu sorumluluğu kabullenemez..” yönündeki raporu doğrultusunda, öneriyi kabul etmedi.
Sayfa 14 - toker yayınları /pdfKitabı okudu
mandaya boğun eğen hükümete yumuşak mı davranılmalı?
Mehmet Akif(Ersoy, Burdur) :Bendeniz o telgraf müsveddesinde bugün söylenmesi uygun olmayan birçok gerçekler gör­düm. Bazı yerlerde çok sert sözler söylenmiş. Eğer amaç İstanbul’la anlaşma sağlamaksa bu sözler hafifletilmelidir. Biz isteklerimizi yumuşak bir üslupla anlatırsak ve onlar kabul etmezlerse, o zaman sorumluluk onların omuzlarında kalır. Ka­bul ederlerse de zaten iş bitmiş olur.
Sayfa 162 - toker yayınları /pdfKitabı okudu
Reklam
Oysa Milliyetçilik, komünistlik anlayışıyla bağdaşmaz.
Sayfa 133 - toker yayınları /pdfKitabı okudu
rusların bitlis ve van'ı ermenilere vermek istemesi üzerine
Ruslar kendi prensipleriyle ilgili konuları nasıl sinirli bir biçimde savunuyorlarsa, bizim de kendi­mizle ilgili noktalarda aynı sinirlilik ve direnci gös­termek hakkımızdır. Bizim kesemizden Ermenilere özveride bulunmaya kalkışılması emperyalistliktir. Bunu kendilerine de söylemek gerekmektedir. Di­retmeleri boşunadır. Kendilerinin de bilmeleri gere­kir ki, Milli Misak’tan en ufak bir özveride bulunma­mız kutsal savaşımızın çözülmesi olur. Van ve Bit­lis’le ilgili böyle bir öneriyi redettiğimizin, anlattı­ğım gerekçelerle birlikte kendilerine bildirilmesi ge­rekmektedir. ”
Sayfa 89 - toker yayınları /pdfKitabı okudu
(*) Diyap Ağa (Diyap Yıldırım): Millî Mücadelede vatanın düşmandan kurtarılması ve milletin birliği için, mensup ol­duğu Ferhatuşağı aşireti ile birlikte millicilere katılan Diyap Ağa, 1852 yılında Çemişgezek'in Gözlüçayır Köyünde doğdu. Sivas kongresini dağıtma göreviyle İstanbul’dan gönderilen Elazığ Valisi Ali Galip’e karşı çıkarak Mustafa Kemal Paşa’ya destek verdi. Birinci Büyük Millet Meclisi’ne Dersim (Tunceli) milletvekili olarak katıldı. Kitabın önsözünde de temas ettiği­miz üzere, Sakarya Meydan Muharebesi sırasında Yunan or­dusunun Ankara yakınlarına kadar gelmesi üzerine Meclisin Kayseri'ye taşınması sözkonusu olunca Diyap Ağa, “buraya savaşmaya mı yoksa kaçmaya mı geldik?" diyerek milletvekil­lerinin önüne geçmişti.
Sayfa 79 - toker yayınları /pdfKitabı okudu
14 Mayıs 1919: Foça ve Urla’daki istihkâmlarımız Yunan ve İngiliz birlikleri tarafından işgal edilince, İzmir’de “Redd-i İlhak Heyeti Milliyesi” kuruldu. Bu cemiyetin ilk beyannamesi şu idi: “Ey talihsiz Türk! Wilson prensipleri bahanesiyle senin haklarını elinden alıyorlar ve namusunu kirletiyorlar. Güya burada çok Rum varmış ve güya Türkler, Yunanlıların gelişini sevinçle karşılamışlar, şimdi sana soruyorum: Burada Rum sayısı senden çok mudur? Yunan egemenliğini kabul ediyor musun? Artık kendini göster ve maşatlıkta toplanalım!. ”
Sayfa 16 - toker yayınları /pdfKitabı okudu
Reklam
1. MECLİSTE 23 NİSAN’IN BAYRAM OLMASINI İSTEMEYENLER BİLE VARDI.. Atatürk’ün Meclis içindeki muhaliflerinin portrelerini sunmaya başlamadan önce, başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, bu vatanı bi­ze kazandıranların, yalnız cephelerdeki düşmana karşı değil, Meclis’te de hangi zihniyetlerle savaş­mak zorunda kaldıklarına bir örnek daha göster­mek istiyorum. Bu da, 23 Nisan’ın Millî Bayram olması konusudur.. Konunun Meclis’teki müzakerelerini en iyi şe­kilde yansıtabilmek için, değerli milliyetçi yazar Emin Çölaşan’ın SÖZCÜ gazetesinde 23 Nisan 2011 günü çıkan bir yazısına baş vuracağım.
Sayfa 47 - toker yayınları /pdfKitabı okudu
Milletvekillerinin Yolluk ve Ödenekleri Hakkındaki Önergeler
Ömer Lütfi Bey’in bu konuda uzayıp giden sözlerini buraya almak aslında yararsız ve gerek­sizdir. Pekii, buna rağmen, niçin buraya ayrıntılı biçimde koydun? diye soruluyorsa o zaman ceva­bım şöyle olur: “O yokluklar ve acılar döneminin şartlarına ışık tutmak, günümüzde makam arabaları, maro­ken koltuklar, sekreterler, telefonlarla donatılmış milletvekillerine, Milli Mücadele günlerinde tram­vay pasosu peşinde koşan, lüks lojmanlarda değil 50 liraya kiraladığı tek odada oturarak bu Cum­huriyeti kurup kendilerine emanet etmiş olan bü­yüklerini hatırlayıp biraz düşünmelerine yardımcı olmak için..”
Sayfa 77 - toker yayınları /pdfKitabı okudu
Celalettin Arif Bey Kendi Kendine Erzurum Vali Vekili Oluyor
(Atatürk) : Saygıdeğer Efendiler, halkın kendi eliyle kendini yönetmesi il­kesini ortaya koyan bizdik. Fakat bundan, her ilin veya her bölge­nin ayrı ayrı birer idare kurmasını asla istemedik. Amacımızı, Bü­yük Millet Meclisi’nin ilk günlerinde açık olarak ortaya koyduk. Meclis’in de kabul ettiği amaç ve gayemiz, millî iradenin ger­çekleşeceği tek yer olan Millet Meclisi’nin bütün vatanın kaderine el koyduğu şeklinde açıklandı. Bu Meclisin Başkanlarından biri ve Kabinedeki Bakanı, hem de Adalet Bakanı olan şahsın, orduda ve­ya herhangi bir yerde kanuna aykırı bir hareketi ortaya çıkarmak ve suçluları adaletin pençesine teslim etmek için başvuracağı önlem, birtakım beyinsizlere uyarak, çok yakından tanıdığım gerçek vatan­sever Erzurumlu hemşehrilerimin asla onaylamayacakları isyankâr bir duruma düşmek mi olacaktı? Hüseyin Avni Bey’in 24 saate ka­dar vali vekilliğine atanmasını istiyor. Bu ültimatom ne demekti? Celâlettin Arif Bey, bu öneriyi Kazım Karabekir Paşa’ya da yapmış... Kazım Karabekir Paşa ona demiş ki: “Hüseyin Avni Bey yedek teğmen olarak sahnelerde subayları eğlendiren.. Hiçbir me­murluk yapmamış sıradan bir adamdır. Bunu vali vekili yapmak, Hükümeti oyuncak yapmak demek olur..”
Sayfa 44 - toker yayınları /pdfKitabı okudu
(*) Atatürk'ün Kurdurduğu Komünist Partisi: Rusya ile ilişkilerin yoğunlaşması üzerine gizli komünist faaliyetler de çok artmıştı. Bu arada Ankara’da Arif Oruç, Emekli Binbaşı Hacıoğlu Salih, Şerif Manatov’un kurucusu oldukları gizli Komünist Partisi kurulmuştu. Bir önlem olmak üzere Atatürk de yakın arkadaşları Tevfik Rüştü (Araş), Mahmut Esat (Bozkurt), Yunus Nadi (Abalıoğlu), Kılıç Ali, Hakkı Behiç (Bayiç), İhsan (Eryavuz), Refik (Koraltan) gibi kişilere bir Komünist Partisi kurdurdu. Bunun sebebini 31 Ekim 1920 tarihli telgrafında Ali Fu­at Paşa’ya şöyle anlatmıştı: “Komünistliğin yalnız ülkemizde değil henüz Rusya'da bi­le uygulanmasına ilişkin açık görüşler ortaya çıkmış değildir. İçimizden ve dışardan bir çok kişinin, çeşitli amaçlarla, bu akı­mı ülkemize getirdikleri görülmektedir. Bunlara karşı önlem alınamadığı takdirde, milletimizin muhtaç olduğu birlik ve hu­zurun bozulacağı görülmektedir. Bunun için en akılcı önlem olarak, aklı başında arkadaşlardan, Hükümetin bilgisi içinde bir Türkiye Komünist Partisi kurulması düşünüldü. Böylece ül­kedeki bu fikre yönelik bütün hareketleri kontrol ederek yarar­lı hâle dönüştürme olanağı bulunacaktır."
Sayfa 184 - toker yayınları /pdfKitabı okudu
Londra Konferansına Katılacak Barış Heyeti
"Propaganda konusunu unutuyoruz. Dünya söz­le kuruluyor. İyi adam bulalım, yâni tam vitrine ko­nulacak adamlar kimlerse onları bulup göndere­lim.. .. Bilindiği üzere vitrincilikte bazı şeyler vardır. Bütün işimi, yumruğumla yapacağım dersek ol­maz. Bazan kafa eğmek, bazan eğer boşaltmak ge­reklidir..”
Sayfa 150 - toker yayınları /pdfKitabı okudu
25 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.