Atatürk Öncesi Ve Sonrası Kültürel Değişim

Şerafettin Yamaner

Atatürk Öncesi Ve Sonrası Kültürel Değişim Posts

You can find Atatürk Öncesi Ve Sonrası Kültürel Değişim books, Atatürk Öncesi Ve Sonrası Kültürel Değişim quotes and quotes, Atatürk Öncesi Ve Sonrası Kültürel Değişim authors, Atatürk Öncesi Ve Sonrası Kültürel Değişim reviews and reviews on 1000Kitap.
Emre Kongar’a katılmak mümkün değil.
Emre Kongar, Ziya Gökalp’in kültür-uygarlık ayrımını, daha çok siyasal amaçlarla ve İttihat ve Terakki’nin parça bölük, tutarsız politikasına karşı kılıf hazırlamak için geliştirilmiş bir yaklaşım olarak görürken (Kongar, İmparatorluktan Günümüze Türkiye’nin Toplumsal Yapısı, İstanbul: Remzi Kitabevi), Hikmet Altuğ ise, Ziya Gökalp’in İttihat Terakki’nin siyasal davranışlarına karışmayarak, sosyal ve kültürel hayatımıza kalıcı fikirler üzerine yeni ufuklara yönelen atmosferi yarattığını söylemektedir.
TOPLUMSAL DÖNÜŞÜM YAYINLARIKitabı okudu
Kültür kavramı ve kültürlerin gelişmesi hakkında ilk çalışmalar, Batı kültürünü merkez alarak, dünyada tek bu kültürün evrimleştiğini ileri sürdüler. Arkeolojinin getirdiği buluntular ve etnolojik, etnografik yapılar, din, dil hakkında yapılan incelemeler, Batı kültürünün dışında da ileri kültürlerin olduğunu ve her kültürün kendi içinde evrim geçirdiğini, başka kültürlerle alış verişte bulunduğunu göstermiştir. Bunun yanında değişik kültürlerin yapıları, geçirdikleri değişiklikler incelenerek, tüm dünya kültürlerinin ortak temel ilkeleri aranmıştır.
TOPLUMSAL DÖNÜŞÜM YAYINLARIKitabı okudu
Reklam
Aydınlanma Dönemi
Avrupa’da düşünce dünyasını, 18. yüzyılda egemenliği altına alan felsefe akımının görüldüğü çağdır. Çağın felsefesinin amacı; akla, doğaya, insan mutluluğuna aykırı tüm peşin yargılara, boş inançlara karşı çıkmak, evrensel insan mutluluğunu sağlamaktır. Bu amaca yönelik girişimler 17. yüzyılda başlamış 18. yüzyılda yoğunlaşmış ve 19. yüzyıla kadar sürmüştür. Kant, F. Bacon, T. Hobbes, J. Locke, F. M. Voltaire, Montesquieu, J. J. Rousseau gibi düşünürler bu çağa damgalarını vurmuşlardır.
TOPLUMSAL DÖNÜŞÜM YAYINLARIKitabı okudu
278 syf.
·
Not rated
·
Read in 319 days
Son zamanlarda yarım bıraktığım kitapları da bitirmekteyim. Bu kitap askerdeyken okuduğum bir kitaptı, son kısmına gelmişken teskere almıştım ve öylece kalmıştı. :) Bitirmek bugünlere kısmetmiş. Sadece bitirmekle kalmadım, baştan bir daha okudum ve böylelikle iki kere okuduğum bir kitap oldu. Elimdeki kitap 1999 basımı bir kitap. Yazarı, 1981 yılında kendi isteğiyle emekli olmuş bir Kurmay Yarbay. Kitabın adından da anlaşılacağı üzere; klâsik bir Atatürk ilke ve inkılâpları tarihi kitabı değil; ezber yok, daha çok anlamlandırmaya yönelik. Bilimsel bir tarzda yazılmış; ama yaptığım onlarca alıntıdan da anlaşılacağı üzere; ortalama bir okuyucunun da rahatlıkla okuyabileceği bir eser. Gayet derli toplu, ana hatlarla ilgilenen, kısa, öz ve gerektiğinde rahatlıkla başvurulabilecek bir baş ucu kitabı. Ayrıca; her sayfası alıntı yapılabilecek bir eser. Bir müddet daha, bu kitaptan alıntılarla rahatsız etmeye devam edeceğim. :)
Atatürk Öncesi Ve Sonrası Kültürel Değişim
Atatürk Öncesi Ve Sonrası Kültürel DeğişimŞerafettin Yamaner · Toplumsal Dönüşüm Yayınları · 19987 okunma
Bir yandan da enformasyon savaşıdır bu. Bir taşla birçok kuş vurma çabası.
Atatürk’ün başlattığı bu yeni süreç, kimi kişiler tarafından -zaman zaman da Atatürk’ün hoşgörüsü ile- türdeş bir toplum oluşturma ve Batı’ya karşı üstün bir kimlik arayışına yönelik olarak, ırkçı bir görünüme de büründürülebilmiştir.* Etiler’in Anadolu’daki en eski Türk ulusu olduğu, Girit-Ege ve Grek uygarlıklarının müşterek bir Türk uygarlığı olduğu, Avrupa uygarlığının esaslarını İsa’dan binlerce yıl önce Türklerin kurmuş olduğu, Eti ve Grek Tanrılarının bir olduğu için Greklerin de Türk olduğu ve dünyadaki bütün dillerin Türkçe’den çıktığı gibi savlar bu dönemin ürünleridir. Lord Kinross, Atatürk’ün bir İngiliz diplomatına, “kent” sözcüğünün Türkçe olduğunu ve bunun, Türklerin bir zamanlar İngiltere’yi fethetmiş olduğunun bir kanıtı olduğunu söylediğini belirtir. Bütün bu girişimleri ve yaratılmak istenen havayı, her ne kadar ırkçı bir nitelik almış görünse de, ırkçılığa yaslandırmak mümkün değildir. Yapılmak istenen yalnızca, son bir veya iki yüzyıl boyunca fena halde tahrip edilmiş bulunan Türk ulusal öz yazgısına kuvvet vermekti. *Baskın Oran, türdeş (homojen) toplum oluşturulmasının Atatürk milliyetçiliğinin ideolojisi olduğunu, bu ideoloji ile hem sınıfsal ve hem de etnik açıdan “bölünmez” bir blok oluşturulmak istendiğini söylemektedir.
TOPLUMSAL DÖNÜŞÜM YAYINLARIKitabı okudu
Özellikle dil ve tarih alanında yapılan çalışmalar ile hem yanlış bilgilenmiş Avrupa kamuoyunun aydınlatılması düşünülmüş, hem de Türk ulusunun, tarihteki güçlü yeri ve köklü kültürü ile övünmesi amaçlanmıştır. Atatürk, “Büyük devletler kuran atalarımız, büyük ve kapsamlı uygarlıklara da sahip olmuştur. Bunu aramak, incelemek, Türkiye’ye ve dünyaya bildirmek bizler için bir görevdir.” diyerek bu konuda yapılacak çalışmalara yön vermiştir.
TOPLUMSAL DÖNÜŞÜM YAYINLARIKitabı okudu
Reklam
Ulusal Kimlik
1930’lu yıllara gelindiğinde laik devlet yönetimi yerine oturmuş, Batı tarzı sosyo-kültürel reformlar değişen ölçülerde gerçekleştirilmiştir. Bu sıralarda Avrupalıların Türk insanını, Türk tarihini ve uygarlığını aşağılayan görüşleri ve bunun yanında Türk toprakları üzerindeki gerçek dışı iddiaları “ulusallık” anlayışının sınırlarını tekrar değiştirmiştir.
TOPLUMSAL DÖNÜŞÜM YAYINLARIKitabı okudu
Türk okullarında okutulan tarih derslerinde bile, Türklerin kökeni Osmanlı oymağı olarak gösteriliyordu. Türk ulusu, tarihte var bile değildi. Tarih, büyük İslam ailesinin bir üyesi olarak yalnız Osmanlı’yı tanıyordu. İşte bu nedenle, Türk tarihçileri, Türk tarihini her zaman İslam tarihi ile karıştırmışlardır... En ateşli, en çabalı Genç Türkler bile, Türk ulusunun tarihini Osmanlıların küçük oymağından geriye götürmek yürekliliğini gösterememişlerdir... Yani Türk ulusunun tarihi 400 çadırlık Asyalı oymakla başlamış oluyordu. Osmanlı Türkleri, yalnızca tarihlerini Osmanlı’dan geri götürmek istememekle kalmıyor, hatta aynı ırktan öteki uluslarla (diğer Türk ulusları ile) karıştırılmalarını da istemiyorlardı.
TOPLUMSAL DÖNÜŞÜM YAYINLARIKitabı okudu
Ulusal Tarih
Atatürk, Osmanlı Devleti’nin kuruluşundan Tanzimat’a kadar süren devirde, İslamlık temeline dayanarak oluşturulan “ümmet tarihi” ve Tanzimat Dönemi’nde, bu tarihe paralel olarak geliştirilen ve başlangıç olarak Osmanlı Devleti’nin kuruluşunu alan “devlet tarihi” anlayışını reddetmiştir. Çünkü bu tarih anlayışları Türk toplumunun tarihi ve kültürel köklerini yok saymakta, yönünü saptırmaktaydı.
TOPLUMSAL DÖNÜŞÜM YAYINLARIKitabı okudu
Osmanlı Meclis-i Mebusan’ında resmi dil tartışmaları.
Çeşitli etnik topluluklardan oluşan Osmanlı İmparatorluğu’nda da resmi dilin Türkçe olması gereği savunulmuştur. Meclis’i Mebusan’ın 42. toplantısında “burası Memalik-i Osmani’dir ama dili Türkçe’dir,” önermesi her ulustan milletvekili tarafından kabul edilmiştir. Aleyhte olanlar bile görüşlerini kürsüden Türkçe konuşarak yapmışlardır. Bir Ermeni milletvekili “Biz Osmanlıyız, Türk değiliz.” demesine rağmen resmi dilin Türkçe olduğunu savunmuştur. Kozmidi Efendi ise, “Osmanlı Devleti’nin resmi dili Türkçe’dir. Bu inkar edilemez bir gerçektir,” demiştir.
TOPLUMSAL DÖNÜŞÜM YAYINLARIKitabı okudu
94 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.