Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Atatürk ve İslam

Ali Güler (Akademisyen)

Atatürk ve İslam Gönderileri

Atatürk ve İslam kitaplarını, Atatürk ve İslam sözleri ve alıntılarını, Atatürk ve İslam yazarlarını, Atatürk ve İslam yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“Türkiye Cumhuriyeti’nde, her yetişkin dinini seçmekle hür olduğu gibi belirli dinin merasimi de serbesttir. Yani, ibadet hürriyeti vardır. Tabiatıyla ibadetler, güvenlik ve genel adaba aykırı olamaz; siyasi gösteri şeklinde de yapılamaz.”
Sayfa 231 - Mustafa Kemal Atatürk
“Atatürk, bir yandan teokratik devlet yanlılarının, diğer yandan ateistlerin ‘dine karşı’ ya da ‘dinsiz’ olduğu şeklindeki yanlış değerlendirmelerin aksine Müslümanlığa bağlı, dinin sosyolojik bakımdan toplumların hayatındaki önemini bilen bir insandır.”
Sayfa 228
Reklam
“Türkçeye çevrilen ve toplam 12 cilt olan Sahih-i Buhari (Tecrid-i Sahih), 1928-1950 yılları arasında 60.000 adet basılarak bütün Türkiye’de ücretsiz dağıtılmıştır.”
Sayfa 192 - Hazırlayanlar; Babanzâde Ahmed Naim ve Kâmil Miras
“(…) yine Atatürk’ün isteği ile Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır’ın ‘Hak Dini Kur’an Dili’ adlı eseri, 1925 yılında meclis kararından sonra hazırlanmaya başlanmış ve 1936 yılında basılmıştır. Bu eser, 8 ciltlik 6433 sayfalık dev bir eserdi. Bu eser, o dönemin Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından Türkiye’nin her yerine ücretsiz olarak dağıtılmıştır.”
Sayfa 189
“Atatürk’e göre Kur’an’ın gönderiliş amacı insanlara bilgi vermek ve onların davranışlarını yönlendirmektir. Oysa Türkler dini bilgilerini Kur’an’dan öğrenmek yerine çevrelerindeki birtakım insanlardan öğrenmeyi tercih etmektedirler. Başkalarının anlattıklarına bakarak davranış geliştirmektedirler.”
Sayfa 164
“Şimdi seni, kurtardığın vatanın her köşesinden gönderilen mukaddes topraklara veriyoruz. Bil ki: Hakiki yerin, daima inandığın ve bağlandığın Türk Milletinin, minnet dolu sinesidir. Nur içinde yat!”
Sayfa 158 - Celal Bayar | 10 Kasım 1953 | Atatürk’ün Na’şının Anıtkabire’e Nakli
Reklam
“Ne yazık! Bir ideali idi; aydın, lisan bilir, ileri görüşlü din adamları yetiştirmek isterdi. Dinin de bir mektep olduğuna kani idi. Ama iyi hocalar elinde..”
Sayfa 154 - Fahrettin Altay Paşa
“Aman Allah’ım, aman Allah’ım ne acımasız günlerdi o günler… O koca dev adam, Büyük Komutan, Ulu önder Atatürk. O tüm dünyadan korkmayan, hatta tüm dünyaya kafa tutan o insan. Büyük Allah’ına, Tanrısına olan inancı ve imanıyla ‘Aman Yarabbi, aman Yarabbi’ diyerek O’ndan yardım bekliyordu. Bu muydu dinsiz Atatürk, bu muydu? Allah’a kitaba inanmayan, Mason Atatürk… Bunları söyleyenin Allah cezasını versin; veriyor zaten, her zaman da verecektir. Bunu yaşayanlar hep göreceklerdir.”
Sayfa 141 - Kütüphanecisi Nuri Ulusu
“Bu arada Atatürk’ü içki kullandığı için ‘dinsiz’ (?) ilan eden inanç sömürücülerine, İslami hassasiyetlerinin çok yüksek olduğu bilinen Osmanlı padişahı Abdülhamit’e doktorların rakıyı yasak edip, sadece viskiyle yetinmesine izin verdiklerini hatırlatalım.”
Sayfa 127 - Atatürk’ün Özel Yaşamı | İ.Görgülü
Reklam
okuyun
Atatürk’ü gerçekten tanıyanlar, onun kendi döneminde ve kendisinden sonra din alimi olarak geçinen bir çok kişiden ‘daha dindar’ olduğunu söylemektedirler. Ahmet Fuat Bulca’ya göre Atatürk gerçek bir dindardı. “… Ama onun dindarlığı değişen zamanın önünde engel görünen şekilcilerden değildi. Dini Allah’la kul arasında kendi inhisarlarında vasıta sayanlara karşı çıktı. Onun laiklik anlayışının temelinde bu duygu, bir de asıl olarak kadın özgürlükleri vardır.”
Sayfa 113 - Özel Hayatı ve Manevi Dünyası | Yakınları Neler Anlatıyor
Şifasız hastalığı teşhis edilmiş, mümkün olduğunca uzun ve huzur içinde yaşamının tıp zorunluğu olarak önüne konulduğu zaman, namaz sureleri üzerinde bilgi almak için Termal’de misafiri (daha sonra Diyanet İşleri Başkanı) olan Prof. Ahmed Hamdi Aksekili ve Hafız Ali Rıza Sağman’ı göstererek: “Şimdi bana huzur ve şifa getirenlerle beraberim” demişti.
Sayfa 109 - S. Meydan | Atatürk, Modernizm, Din ve Allah, Bir Ömrün Öteki Hikayesi
“Muhammed’i bana, cezbeye tutulmuş sönük bir derviş gibi tanıttırmak gayretine kapılan bu gibi cahil adamlar, onun yüksek şahsiyetini ve başarılarını asla kavrayamamışlardır. Anlamaktan da çok uzak görünüyorlar. Cezbeye tutulmuş bir derviş, Uhud Muharebesi’nde en büyük bir komutanın yapabileceği bir planı nasıl düşünür ve tatbik edebilir? Tarih, gerçekleri değiştiren bir sanat değil, belirten bir ilim olmalıdır. Bu küçük harpte bile askeri dehası kadar siyasi görüşüyle de yükselen bir insanı, cezbeli bir derviş gibi tasvire yeltenen cahil serseriler, bizim tarih çalışmamıza katılamazlar. Muhammed, bu harp sonunda çevresindekilerin direnmelerini yenerek ve kendisinin yaralı olmasına bakmayarak, galip düşmanı takibe kalkışmamış olsaydı, bugün yeryüzünde Müslümanlık diye bir varlık görülemezdi.”
Sayfa 103 - 1930 | Atatürk’e Ait İki Hatıra | Günaltay
Sonra Mustafa Kemal ayağa kalkıyor, dediklerini kimse işitmiyormuş gibi sesleniyor: “Rabbim! Yunanlıların kazandığını gösterme bana, onlar kazanacaksa şu gök kubbe benim başıma yıkılsın daha iyi. Anacığım bize dua et…” Ve gözlerinde pırıl pırıl gözyaşı taneleri…
Sayfa 92
29 Ekim 1923’te Fransız Gazeteci Pernot’a verdiği demeçte şunları söylemiştir: “Dinime, bizzat gerçeğe nasıl inanıyorsam buna da öyle inanıyorum. Şuura aykırı, ilerlemeye engel hiçbir şey içermiyor.”
Sayfa 88
65 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.