Artık hangi görüşü savunup, hangi yolda yürürseniz yürüyün Atatürk’e bir şekilde bağlı oluyorsunuz. Sözde herkes Atatürkçü!
Gerçekten O’nun yolunda ilerleyip, O’na bağlı olan kısmın yanında, iktidar yanlıları, yandaşları gibi “Atatürk’e evet ama Atatürkçülüğe hayır!” diyen ve atacak yalan kalmadığında da O’nun maskesini takarak kurtulmaya çalışan bir kısım da var.
Ancak Atatürk’ü ortak değer olarak gören bu gibiler bilmelidirler ki, Atatürkçülükten ayrı tutularak yaşanılan bir hayat, Kemalizmin ilkelerini benimsememiş bir anlayış Atatürk’ü özümsememiş, benimsememiş demektir. Dolayısıyla bunların Atatürk ile dolayısıyla Atatürkçülükle hiç bir alakası da yoktur.
Atatürk ilke ve inkilaplarını, devrimlerini özümseyemeyen, benimsemeyen, siyasal islam ve muhafazakarlar toplum ideali peşinde koşanlar, ülkenin geleceğini, kaynaklarını birilerine peşkeş çekenler, bağımsızlığını yok sayanlar, eğitimde dinci bir anlayış içerisinde olup, laiklik ilkesini yok sayıp, ülkenin aydınlık geleceği karşısında olanlar bizimle ortak bir değeri savunamazlar.
Atatürk’ün dolayısıyla Atatürkçülüğün yobazlarla, gericilerle, birilerin taşeronlarıyla, ortak bir paydası yoktur.
Atatürk ve Kemalizm bizimdir; ilerici anlayışın, devamlı olarak araştıran, sorgulayan, okuyan, bilgiye değer veren, ülkesini seven, sadece o dönemin anlayışıyla kalmayıp devamlı suretle kendisini geliştiren, ülke ve dünyanın koşullarını değerlendirip yeni devrimlerin devamcısıdır.
Çünkü; “Kemalizm, geçmişin bekçiliği değil geleceğin öncülüğüdür.”