Atatürk'ten Mektuplar sözleri ve alıntılarını, Atatürk'ten Mektuplar kitap alıntılarını, Atatürk'ten Mektuplar en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bursa'dan mezun olduğum yıl (1925) birçok öğretmenlerim hatıra defterime güzel öğütler yazmışlardı. Fakat özellikle Fransızca öğretmenimin yazıları şöyle idi:
''Hayata atılıyorsunuz. Bu yolun istikametini tayin etmek pek müşküldür. Bunun için sebat, sabır, ciddiyet size iyi bir kılavuzdur. Bunları da elde etmek tetebbu (araştırma, inceleme) ile olur. Binaenaleyh çok okuyunuz bir lisan-ı ecnebiyi mutlaka öğreniniz. Hayatta yalnız kitaptan zevk alınız. İlim demek kitap demektir. Muvaffakiyetlerini dilerim.''
Sadi.
Afet,
Hatay üzüntüsüne, Conker'in ölümü acısı karıştı; bu acının açtığı yaranın derinliğini tahmin edersin.
Ulukışla-Ankara seyahatinden sonra tekrar İstanbul'a geldim. Bu bildiğin gibi, eski sıhhiye tavsiye icabı, bu ay Ankara hakikaten çok sert.
...
Sıhhatim iyidir, gözlerinden öperim.
...
Senin için sıhhat ve neşeli çalışmalar dilerim.
K. Atatürk
Atatürk,
Sofradan, beni düşünerek verdiğiniz telgrafınızı dün aldım. Bana, her fırsatta cesaret vermenize bin teşekkür. Çalışmalarımın büyük gayesi size erişmek ve dolayısıyla yurduma faydalı olmaktır. Bunun mükafatını sizden aldıkça daha çok çalışmak ve layık olabilmek için uğraşıyorum.
Bir başka konferans, Macarlardan biri, Macar köylü hayatını resimlerle göstererek anlattı. Türklerle olan menşe birliğine işaret etti. Gösterdiği motifler Türklük damgasını taşıyordu.
Atatürk,
Yurduma kavuşmak için bir hafta kaldı. Seviniyorum. Türk olmaklığımın mutluluğu içindeyim. Türklüğü yurtdışında duymak ve duyurmak mutluluğu eşsiz.
Atatürk bir ara bana bakarak "Karadeniz'i, Akdeniz'e bu demiryolu ile birleştireceğiz. Memleketi bir baştan bir başa bu yollarla bağlayacağız" dedi. Ben bir hayal içinde yaşar gibi idim. O tarihte İstanbul Fransız Lisesinde bir öğrenci idim. Şimdi bir soru kafamda düğümlenmişti. Acaba bütün bu kâğıt üzerindeki projeler ne zaman bitebilirdi? -Atatürk'e sormadan duramadım. "Bunların hepsi ne zaman yapılacak?" dedim. Güldü. "Planlarımız kâğıt üzerinde kalmak için çizilmiyor, yapıldıkça görürsün" dedi
Balkan antantından önce bir fırsat çıkmış, Ruşen Eşref Ünaydın ve eşi Saliha hanım ile 1933 yılında uzun süren bir seyahate çıkmıştık. İlk gittiğimiz yer Selanik olmuş ve Atatürk'ün doğduğu evi de görmüştük.
Bu evde mübadil olarak Türkiye'den gelen, dört aile oturuyordu. Bize Türk usulü reçel ikram ettiler ve evin her tarafını gezdirdiler. Yanda da iki katlı küçük bir ev vardı. Atatürk babasının ölümünden sonra burada oturduklarını söylemişti. Ankara'ya döndüğümde Atatürk'e evi gördüğüm gibi, planını çizerek anlattım. Yalnız giriş kapısı değiştirilmişti. Sonradan bu ev Yunan hükümeti tarafından Atatürk'e hediye edilmiş ve müze haline getirilmiştir.
Atatürk,
Sesiniz kulaklarımda çınlıyor. Bana manen gıdanın en yükseğini veriyorsunuz. Her nevi ince düşüncelerinizin minnettarıyım. Sizin talebeniz ve fikir arkadaşınız olmaktan duyduğum zevkli çalışma hayatı içindeyim. Sıkıntımın bulutlarını 27 akşamı sıyırıp attım. 28. günü sözlerinizin önderliğinde yürüdüm. Kendim değil, fakat sizden aldığım Türk kuvveti muvaffak oldu.
Ben babamla elbette iftihar ederdim. Fakat bir taraftan da kendi kişiliğimde ve çalışmama dayanarak bir varlık olmak istiyordum. Onun için hep okumaya ve çok şeyler öğrenmeye gayret ederdim. Bütün meslek hayatımda da buna önem vermişimdir.
Atatürk,
Geçen gün üniversitede hukuk dersi için bir konferansta bulundum. Mevzu:
''Atatürk, homme politique.'' idi. Tenkid edilirken profesör şunu sordu.
Acaba Atatürk hangi Avrupa muharrirlerini okur ve Türkiye'deki yeni rejim için nereden ilham almıştır.?
Cevap vermeye mecbur oldum. ''Okur ve çok okur, fakat tenkid ederek okur. Yeni rejim için kendi milletinden ilham almıştır. Çünkü o asıl etüdünü milleti üzerinden yapar...''dedim.
Siz bu meseleye ne dersiniz? Hemşirenize saygılarımı sunarım.
Eyilik haberlerinizi beklerken ellerinizden öperim.
Atatürk'ün çevresinde kadınlara bütün seçim haklarının verilmesi için bu konuyu savundum. Esasen Atatürk kadınlara hak verilme konusunda kararlı idi, fakat kamuoyunu buna alıştırmayı öngörüyordu. 1933'te Köy kanununda muhtar ve ihtiyar heyeti seçimleri, 5.XII.1934'te de siyasi haklar için Türk kadını hak kazanmış oldu.
Atatürk'ün tarih çalışmalarında bizlere verdiği direktif ve önerileri, müspet belgelere dayanarak Türkiye tarihini tanıtmaktı. Çünkü tarih bir edebi yazı üslubu ile öğretilemezdi. İnandırıcı müspet belgelerin ışığı altında tarih bilgisi bir değer taşıyacaktı.