Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Atatürk'ü Özleyiş II

Ruşen Eşref Ünaydın
Çankaya bağlarındaki yazlık eşya, bütün ağırlıklar geri gelmiş olsa da kışa yetemiyordu. Bu evlere o kış için, ola-bildiği kadar yeni bir çeki düzen verilmek gerekiyordu. Fa-kat bunun için Karacaoğlan çarşısında ne bulunabilirse ona katlanmaktan başka çare yoktu. Hele rüzgârlar o güz daha erken esmeye; adeta bir düşman yüzü bağlamaya; yemişleri doyasıya tadılamamış ağaçlar, başka başka renklerde solgunlaşan yapraklarını eski gölgelerinin yerine alacalı örtüler gibi atarak birer ikişer daha erken soyunmaya başlamışlardı. Çıplaklaşmış dallarda iki üç ayvanın sallandığı ta uzaktan kolayca görülebiliyordu. Bağlar, daha çabuk bozulmuştu. Eğri büğrü çubuklar katı toprağın üstüne örülmüş dikenli teller gibi kabarıyordu. Yeller acı acı uğuldamaya başlıyordu; kavruk yaprakları tozlar arasında önlerine katıp yamaçlardan bir aşağı bir yukarı sürüyordu. Yazın, güneş yaprakları çağsız kavurup soldururken bir damlasına bile hasret çekilen yağmur taneleri eski çinko borulara ve eski tahta kepenklere dolu fiskeleri gibi gürültülü vurmaya, sarı ova kurşunileşmeye, karşı dağlar bulanmaya, boş ufuklar daralmaya başlıyordu. O yılki Çankaya bağlarının kışlık halleri gözümün önüne geliyor. Birçoğunda yatak odasından başka yemek yiyecek, misafir ağırlayacak, okuyup yazma yeri olacak bir tek oda kalıyordu. Şehre bakan yüzünü boydan boya kaplamış kaskatı sediri, basık tavanı, bir de karşı duvarlardaki yüklüğü ile bu oda da Anadolu bağlarındaki birçok eşine benziyordu. Döşemesinin altında bir başka katın tavanı olmadığı için rüzgâr estikçe tahta aralıklarından yukarı vuran yel üfürtüleri, yerdeki kilimi dalga dalga ederdi: bir yelken kabarıyormuş gibi... Yazın, evin içerisini sıcaktan korusun diye, çakıl ve çamurla hamur edilerek sıvanmış "bulgurlama"dan bir küçük tane çakıl da ara sıra yukarı ki tavan tahtası yarıklarından, bir ufacık tıkırtı ile yere veya insanın üstüne düşerdi; sert bir fiske gibi... Bütün kaygılar, kış iyice bastırmadan önce bu odaları az çok muhafazalıca döşeyebilmekti. Bunun için de başka işlerde kullanılmak üzere yapılmış bir takım eşyayı o odalardaki ihtiyaçlara en yaraşır biçimde uygunlaştıra-bilecek yollar aranmak gerekiyordu...
Yazar:
Ruşen Eşref Ünaydın
Ruşen Eşref Ünaydın
Tahmini Okuma Süresi: 3 sa. 36 dk.Sayfa Sayısı: 127Basım Tarihi: Kasım 1998Yayınevi: Cumhuriyet Yayınları
Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
127 syf.
5/10 puan verdi
Döneme dair anektodlar.
sDönemin ruhunu ve zor şartlarda nasıl bir kurtuluş mücadelesinin verildiği anlatılmaktadır. İlginç bir dönem bilgisi ise İzmir'in denizine Akdeniz denilmesi. Ege denizi tabiri o dönemlerde hiç kullanılmadığını öğreniyoruz. Tek eleştirebileceğimiz konu ise yazarın Atatürk'ü anlattığı bölümler de abartıya varan ilahlaştırılması sözkonusu. Naçizane ben bir insanım diyen M.Kemal'i bu şekilde tarif hoş olmamış. Tarih kitaplarında öğrenilemeyecek bir çok anektod aktarılmaktadır.
Atatürk'ü Özleyiş II
Atatürk'ü Özleyiş IIRuşen Eşref Ünaydın · Cumhuriyet Yayınları · 199813 okunma
Reklam
100 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.