Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

2 Cilt Takım

Ateizmin Psiko-Sosyolojisi

Arif Korkmaz

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
“Neden ateist oldun?” muhabbeti açıldığında hep aynı şeyi söylüyorum, ben Tanrı’ya inanmak için çabaladım, çok çabaladım. Tanrı’yı olumlamak için, Tanrı lehine argümanlara, ontolojik argüman, kelam kozmolojik argüman, kötülük problemi vb. konulara eğilmeye çalıştım, ilahiyatçı arkadaşlarla İslami eserleri okumaya bile çalıştım ve okudum, bana yardımcı da oldular. İnanmaya çalıştım, inanamadım ve bu bir buçuk yıllık bir süreç aldı. itiraf etmeliyim ki ateist olunca ilk duyumsadığım şey kandırılma hissiydi, benim ilk hissettiğim şey kandırılma duygusuydu. Kandırıldım ve kandırıldığım için çok kızdım, beni kandıranlara çok kızdım. Ama sonra şunu fark ettim, beni kandıranlar kandırıldığının farkında mı?
Ateizmin argümanı, “Tasarlanabilir bir evren olamaz ve insanların işine karışan, cezalandırıcı bir Tanrı olamaz.” şeklindedir. Ateizmi böyle anlıyorum. Tanrı’nın varlığıyla ilgili bir şey değildir ateizm; tasarlayan bir Tanrı’nın varlığına karşıdır, tasarlayan ve insanların işine karışan, mükafatlandıran, cezalandıran bir Tanrı’nın varlığına karşıdır.
Sayfa 703Kitabı okudu
Reklam
Bu bağlamda, Fransız filozof Voltaire’in (1694–1778) Tanrı anlayışı deistik Tanrı görüşünü ve deizm-ateizm ilişkisini anlamak için oldukça uygun bir örneklem çerçevesidir. Antik Yunan mitolojisinde ve Kitab-ı Mukaddes’te (Yahudilik ve Hıristiyanlık inancında) görülen ve insanların yaptıklarına benzeyen bazı ahlaksızlıklar ve kötülükler yapabilen bir Tanrı anlayışını reddederek deist (aşkın) bir Tanrı anlayışını savunan Voltaire toplumsal ve siyasal işlevleri ve faydaları nedeniyle Tanrı inancını toptan reddetmektense iyi ve adil (yani deist) bir Tanrı inancına sahip olmanın toplum düzeni için daha yararlı olacağını düşünmektedir.
Sayfa 701Kitabı okudu
Epikuros’un ortaya attığı “kötülük problemi” beni çok etkiledi
Sayfa 115Kitabı okudu
“Birini sevmek istiyorsanız onu çok fazla tanımayın.” sözünü çok doğru buluyorum. “Dini az bilen dindar, çok bilen dinsiz olur.” diye de bir söz vardır
Sayfa 102Kitabı okudu
Tanrı bizi yarattı”. Niye? Tanrı bizi imtihan ediyor? Niye? Her ne için imtihan ediyorsa, Tanrı gibi alim, kadir... bir varlık imtihanın sonucunu imtihan etmeden bilemiyor mu? Haa, imtihan etme nedeni kendisi değil de insanlarsa yani insanları tatmin ve ikna etmek için imtihan ediyorsa, iyi de imtihan olmayı kim istedi ki, sonucunu öğrenmek istesin? Dışarı çıktığınızda aniden çok güçlü birinin, siz hiç istememenize rağmen sadece o istediği için sizi bir binada bir sınava sokup sonra da “Başarısız oldunuz!” diyerek hapsettiğini falan düşünün! Bu, “anlamlı” mı? Dahası adil mi? Böyle absürt bir şey niye olabilir ki? Herhalde başınıza böyle bir şey gelse birilerinin size pek de hoş/anlamlı olmayan bir şaka falan yaptığını düşünürsünüz, değil mi? Ama hayır, teizmin anlam dolu dünyası işte tam da bu ve ultra gerçek!
Reklam
Klasikleşmiş “imtihan dünyası” ‘cevapsa, dindarların pek de fark edemedikleri üzere, aslında olayı açıklamak bir yana daha da trajikleştirmektedir! İmtihan için bunca kötülük, katliam, tecavüz, hırsızlık... değer mi? Öte yandan, sahi, Tanrı neden imtihan yapıyor ki? Bunun mantığı, “anlamı” ne? İmtihan bir eksiklik, yetersizlik, acizlik göstergesidir.
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.