Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ateşin Kökenine Dair Mitler

James G. Frazer

Ateşin Kökenine Dair Mitler Sözleri ve Alıntıları

Ateşin Kökenine Dair Mitler sözleri ve alıntılarını, Ateşin Kökenine Dair Mitler kitap alıntılarını, Ateşin Kökenine Dair Mitler en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Güney Sibirya'daki Buriatlara göre...
...insanlar erzaklarını pişiremiyorlar, aç ve üşür bir halde yaşıyorlarmış. Bir kırlangıç onlara merhamet etmiş ve Tengri'den, yani Gök'ten onlar için ateş çalmış. Fakat Tengri kuşa sinirlenmiş ve yayıyla ona ok fırlatmış. Ok kuşun bedenini ıskalamış, ama kuyruğunu delip geçmiş; işte bu yüzden kırlangıçların kuyrukları ortadan ikiye ayrıkmış. Bu kırlangıç insanlara ateşi getirmiş, o zamandan beri insanların keyfi yerindeymiş, üstelik insanlar hiçbir kırlangıcın canını da yakmamışlar. Benzer sebepten ötürü insanlar kendi barınaklarına bir kırlangıç yuva yaptığında memnun olurlarmış.
Sayfa 140 - Doğu Batı Yayınları
...ateşin kökenine dair mitler -çoğu gerçekliği saptıran fantastik özellikler taşımasına rağmen- bünyesinde muhtemelen gerçeklik teşkil eden önemli bir unsur barındırmaktadır, ayrıca tarihin ortaya çıkışından önceki sayısız çağlara uzanan insan geçmişinin karanlığını aydınlatmamıza yardımcı olan bir ipucu sunmaktadır.
Sayfa 289 - Doğu Batı Yayınları
Reklam
Ölse bile yolu belli olanlar...
Uzun ama çok uzun bir zaman önce yeryüzünde ateş yokmuş ve insanlar ateşi nasıl elde edeceklerini bilmiyorlarmış. Gidip İyi Tanrıdan ateşi alıp gelmenin gerekli olduğu hususunda herkes hemfikir olmuş. Ancak İyi Tanrı çok uzaktaymış. Bu uzun yolculuğa kim çıkacakmış? İnsanlar büyük kuşlara başvurmuşlar, ancak kuşlar onları reddetmiş, bu yüzden orta büyüklükteki kuşlara, hattâ tarla kuşlarına başvurmuşlar. Fikir alışverişinde bulunurlarken küçük çitkuşu (rebette) konuşulanlara kulak vermiş. "Madem kimse gitmeyecek, ben kendi başıma giderim." Ona, "Ama sen çok küçüksün!" demişler. "Kanatların çok kısa! Oraya gitmeden bitkin düşüp ölürsün." "Deneyeceğim," demiş çitkuşu, "eğer yolda ölürsem yazıklar olsun bana!"...
Sayfa 242 - Doğu Batı Yayınları
İlkel insan felsefesi olarak tanımlayabileceğimiz mitoloji, şüphesiz ilk zamanlardan günümüze kadar insan zihnini işgal eden ve sonsuza dek kişinin aklını meşgul edecek dünyevi meselelere yanıt bulmaya yönelik ilk girişimdir. Dolayısıyla sorgulayan kimsenin edindiği bu vazife, bir sonraki mertebede felsefenin merak sardığı ve daha sonraki aşamada bilimin ilgilendiği şeyle aynıdır. Her bir yanımız gizemle çevrilmiş halde sır perdesini aralamak için amansız bir içgüdüyle hareket etmeye çabalarız, yanıt bulmaya çalışan kimselerin nesillerdir açıklamaya çalıştıkları büyük sırrı ortaya çıkarabilmek umuduyla. Bu sonsuz bir arayıştır...
Sayfa 9 - Doğu Batı Yayınları
Ay artık kadınla ifade ediliyor
...tüm kabilelerde ay genellikle bir insanla, güneş ise bir kadınla temsil edilir.
Sayfa 24 - Doğu BatıKitabı okudu
Wonkongurular, Nardoochilpaine olarak adlandırılan yaşlı bir kadından ateş çalan bir moora kadınıyla ilgili başka bir hikaye anlatırlar. Yaşlı kadını öldürünce bu kadın bir kuğuya dönüşmüş ve ateş çubuğunu ağzında taşıyarak uçup gitmiş. İşte bu yüzden tüm siyah kuğuların gagalarının ucu kırmızıymış.
Sayfa 40
Reklam
“Her gün bazı erkekler, kadınlar ve çocuklar göğe tırmanırlar ve yeniden ağacın dallarını kullanarak geri inerlermiş. Bir gün yukarı doğru tırmanırlarken Kakan adlı yaşlı bir şahin bir çubuğu diğerinin üzerinde hızla döndürerek ateş yakmanın yolunu bulmuş. Fakat bu kuş ile beyaz bir şahinin arasındaki sürtüşmeden ötürü tüm bölgeyi ateş sarmış ve ne yazık ki çam ağacı yanmış; bu yüzden yukarı çıkan insanlar yeniden yeryüzüne dönememiş ve bu hadiseden sonra gökyüzünde kalmışlar. Yukarıda kalan insanların kafalarında, dirseklerinde, dizlerinde ve diğer eklem yerlerinde kristaller oluşmuş; geceleri bu kristaller parlıyormuş. Bu parıltılar aslında bizlerin yıldız olarak adlandırdığı şeylermiş.”