Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ateşle Yaklaşma

Mehmet Yavuz

Ateşle Yaklaşma Sözleri ve Alıntıları

Ateşle Yaklaşma sözleri ve alıntılarını, Ateşle Yaklaşma kitap alıntılarını, Ateşle Yaklaşma en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bu ülkede ilerici-gerici, sağcı-solcu yoktur. Namuslular ve namussuzlar vardır. ~Cemil Meriç
Maddi alanlarda birtakım iyileştirmelerin görüldüğü fakat buna mukabil manevi alanlarda tam bir çöküşün yaşandığının sadece cezaevlerindeki doluluk oranları ile bile anlaşılabileceği bir zaman dilimi...
Sayfa 29 - Dua YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
CUMHURİYET; HALK İÇİNMİ, HALKA RAĞMENMİ?
Böyle bir zaman diliminde demokratik ve muhafazakârlık kavramlarının kimlik tanımlama noktasında "İslamílik” vurgusuna alternatif oluşturduğunu üzülerek görmekteyiz. Ana akım İslami kaynaklardan beslenen şimdiki neslin karşı koymakta çok ciddi olarak zorlandığı bu silahsız ama sinsi tehlikenin sanal alemlerin aşinası yeni İslami jenerasyonu nasil tahrip edebileceğini düşünmek dahi istemiyorum. Bütün islami camialar, partiler. STK'lar, düşünce kuruluşları, alimler ve kanaat önderleri bu meseleyi öncelikli gündemleri haline getirmeli, bu tehlikeye bireysel ve kurumsal düzlemde çözümler geliştirmelidirler. Aksi takdirde Ayet-i Kerime'nin sakınmamızı emrettiği "dünyevileşme" hastalığının pençesinden kurtulamayacağımızı göz önünde bulundurmahyız. "Sakın, kendilerini denemek için onlardan bir kesimi faydalandırdığımız dünya hayatının çekiciliğine gözlerini dikme! Rabbinin nimeti hem daha hayırlı, hem de daha süreklidir. "(TÂHÂ-131)
CUMHURİYET; HALK İÇİNMİ, HALKA RAĞMENMİ?
cumhuriyetin ne olduğu ya da ne olmadığı ile ilgili netlik kazanmış salt bir tanım veya tek bir şekil bugüne kadar ortaya konulamamıştır. Kesin olan bir şey varsa o da bir kişinin ya da bir ailenin egemenliğine dayalı monarşi veya oligarşinin zıddı olduğudur. Dünyadaki örneklerine bakıldığı zaman da kafaların bir hayli karışık olduğu görülür: Aristokratik cumhuriyetler, Demokratik cumhuriyetler, Laik cumhuriyetler, Halk ya da Islam cumhuriyetleri vs. Bu anlamda 1923'teki Türk cumhuriyetinin ise tamamen kendi nev-i şahsına münhasır bir vaziyet arz ettiğini söyleme miz yanlış olmaz. Doğrusu buna Türk tarzı cumhuriyet(Tur kish cumhuriyet veya Alaturka cumhuriyet) denmesi de uygun olur. Bir kişi, kabile yada ailenin yönetim anlayışını reddetme esasına dayanan cumhuriyetin Turkish versiyonu, milli ve ebedi önadları eşliğinde "şef"liğe evrilmişti. M. Kemal'in ölene kadar Cumhurbaşkanı sıfatını haiz olduğunu hatırlatmamız, meseleyi yeteri kadar aydınlatır kanaatindeyiz.
İnsan hakkı ya da Islami terminolojideki ifadesi ile "kul hakkı" konusunda hassas olunmasının her zamankinden daha çok kendilerinden beklendiği bir devri siyasette, cezaevlerinde barbarlık ve vahşetlerin yaşandığı, en nihayetinde Urfa örneğindeki gibi en önemli kul hakkı olan "hayat hakkı"nın yeterince gözetilmemesi sonucu, onlarca insanın cayır cayır yanarak can verdiği bir zaman dilimi... lç politikayı dizayn etmek için desteklerine ihtiyaç duyduğumuz küresel şeytani güçlerin himmet-i alilerine(!) erişebilme adına, bir yıl öncesine kadar can ciğer kuzu sarması olduğumuz Suriye gibi kimi komşu ülkelerle savaşın eşiğine geldiğimiz ve at izi ile it izinin birbirine karıştığı ya da karıştırıldığı bir zaman dilimi... Ve Saire... Ve Saire.. Yukandaki bahse konu acı gerçekler görmezden gelindi ğinde, "dindar nesiller" yetiştirme sözü, kulağa çok hoş geli yor fakat hal-i pür melalimiz de işte budur! O halde ne yap malı?
Lüks cipinin içinde, ağzında sigarası ya da sakızı, gözünde güneş gözlüğü ve başındaki deve hörgücünü andıran türbanıyla, değme kokonalara taş çıkartan, "takva elbisesi'nden bihaber sözde kapalı ucubelerin türediği bir zaman dilimi... Hayır adına bir icraat ortaya koyacağı zaman bile gazetelerin köşe başlarını tutmuş "neo-liberal ilahçıkların ağzının içine bakıp onların ne söyleyeceğine göre tavır alp pozisyon belirleyen, dünyevi hesapların cümlesi demek olan reel politik adına uhrevi gayeleri hedef edinen ideal politiği heba ettiğinin farkına bile varmayan, kompleksli Müslüman idarecilerin türediği bir zaman dilimi...
Reklam
Iman, ibadet ve manevi değerlere karşı lakaytlığı kanıksandığı; namus kavramını sadece dinen degil, Urfa ve Mardin gibi aşiret yapısı güçlü yörelerde "örfen" de silindiği, eglence adına her türlü ahlaksızlığın mübah görüldügü, ahlaki yozlaşma düzeyi ve madde bağımlılığının ilkokullara kadar indiği Ürkütücü bir zaman dilimi... Âleme nizam vermeye kalkısan etkili ve yetkililerin resmi onayıyla hayata geçirilen ve "suret-i hak'tan görünen SODES destekli kuaförlük, tango, defile ve bilmem ne menen çağdaşlık kurslarının mantar gibi türedigi ya da bilinçli olarak türetildiği bir zaman dilimi... zinanın serbest, faizli bankaların en çok kar getiren kurumlar olduğu; rüşvet, hırsızlık, irtikap ve tefeciligin başını alıp gittigi bir zaman dilimi...
Emeriqa bi mezlumti, dixwest ku me bir xapine Bi de'wa gewmiya cehli, de'wa Islam bi qurpine Ne Kurdi u ne Tirki me, ne li pey irqa zengarim La pey de'va Resulullah, biré Selman u 'Ammarım (Amerika mazlumiyetimiz üzerinden bizi kandırmak istiyor(du), cahil kavmiyet davası ile Islam davasını(bizden koparmak, baltalamak istiyor(du). Ben ise ne Kürtçüyüm ne Türkçü ne de paslanmış ırkçılık davasının peşindeyim, Rasulullah'ın davasının izinde, Selman ve Ammar'in kardeşiyim. )
Armanca me her ewine, ne harb u kuştin u xwin e!
Avrupa birliği
Esasen Avrupa Birliği felsefesi de temel olarak şu üç hususa dayanmaktadır: Roma uygarlık mirası, antik Yunan felsefesi ve Hristiyanlık ortak değerleri. Türkiye'nin hangi özelliği bu esaslardan biri ile uyumludur ki, Türkiye'yi yemlerine yani kazançlarına ortak yapsınlar? Bu hakikat bilinmesine rağmen 60 yıllık muhataplık niye?
Sayfa 23 - Dua YayıncılıkKitabı okudu
85 öğeden 51 ile 60 arasındakiler gösteriliyor.